Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin (ASEAN) bölgesel güvenliğe olan katkılarını değerlendirmek başta biraz kafa karıştırıcı gelebilir. ASEAN’ı, ‘Üçüncü Dünya’nın başarı hikâyesi’[1] olarak tanımlamaya hazır, geniş bir hayran topluluğunun olduğundan söz etmek mümkün. Nitekim vakti zamanında birliği; “…[Güneydoğu Asya’da] oldukça iyi işleyen vazgeçilemez bir gerçeklik” olarak tanımlayan merhum eski Birleşmiş Milletler (BM) genel sekreteri Kofi Annan, ASEAN’ın “bölgenin çok ötesinde dikkate alınması gereken gerçek bir güç”[2] olduğunu belirtmekteydi.  Zira geçmişe dönük bir okuma bize, ASEAN üyesi devletlerin kendi aralarında hem siyaset hem de güvenlik alanına ilişkin terörle mücadele, deniz güvenliği ve daha geniş çerçevede çatışma yönetimi gibi pek çok örnekte başarılı bir şekilde iş birliği yaptığını göstermektedir.  Hatta ASEAN üyesi devletler arasında şimdiye kadar büyük bir savaşın yaşanmamış olması, bazı gözlemcileri Güneydoğu Asya’nın “uzun bir barış” sürecinden geçmekte olduğunu belirtmeye sevk etmiştir[3]. Uluslararası barışı tesis etme çabalarından ötürü 2012 yılında Nobel Barış Ödülüne layık görülen Avrupa Birliği’nin (AB) aksine ASEAN’ın bölgesel barış ve güvenlik başlıkları noktasındaki katkıları, AB’ye kıyasla daha orta düzeyde olsa da kendi bölgesel bağlamında değerlendirildiğinde bunun daha az önemli olmadığı söylenebilir.

Buna karşın geçmişe dönük bir incelemesi yapıldığında birliğin, bölgesel koşulların ortak hareket etmeyi gerektirdiği durumlarda harekete geçmek noktasında sergilediği bir yığın yetersizlik ve isteksizlik örneği vardır. Dahası ASEAN, birliğe üye devletlerin Güneydoğu Asya özelinde bölgesel anlamda birbirine entegre bir toplum tahayyülü için hedeflerini öngörülen tarih olan 2015 yılında gerçekleştiremediği örneğinde olduğu gibi, kendi açık amaçlarına ulaşmada sık sık başarısız olmaktadır. Bu makalede; ASEAN’ın, Güneydoğu Asya ve onun da ötesinde önemli bir güvenlik aktörü olarak yetersizliklerinin yanı sıra başarılarını değerlendireceğim. Görece zayıf 10 devletin (bunlar; Brunei Darüsselam, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam’dır) oluşturduğu küçük bir grup olarak ASEAN’ın Güneydoğu Asya’nın sınırlarını da aşan diplomasi ve güvenlik başlıklarına olan etkisi dikkate şayandır. Bu nedenle, ASEAN’ın bünyesindeki daha geniş kapsamlı iki güvenlik uzantısı olan ASEAN Bölgesel Forum (ARF) ile ASEAN Savunma Bakanları Toplantısı (ADMM-Plus) arasında bir mukayese yaparak ilerleyeceğim. Daha sonra ASEAN’ın tecrübelerinden bölgesel iş birliği ve bölgesel mimarinin gündemde olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi için çıkarılabilecek sonuçları tartışarak yazıyı noktalayacağım.