(Bu metin İngilizce orijinal versiyonundan tercüme edilmiştir.)

Giriş

Aylardır Ortadoğu siyasetinin odak noktasında yer alan, dahası bir insanlık trajedisine dönüşen vahim Gazze krizinin ortasında ve İran destekli milislerin Suriye ve Irak’taki ABD üslerine düzenlediği düzinelerce saldırının ardından, bir süredir ABD’nin bahse konu iki ülkeden çekileceği yönünde söylentiler yeniden dolaşımda. Ancak konu şu ana kadar netlik kazanmış değil. ABD’nin düzenlediği ve Haşdi Şabi’nin üst düzey komutanlarının hayatına mal olan misilleme saldırılarının ardından Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ABD’nin liderlik ettiği IŞİD’e karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon’dan üst düzey yetkililerle bir araya geldi. Toplantının ardından Irak Başbakanlık Medya Ofisi’nden şu açıklama yapıldı: ”Askeri uzmanlar, DEAŞ’a (IŞİD) Karşı Uluslararası Koalisyon’un vücuda gelmesinin üzerinden 10 yıl geçtikten ve Koalisyon’un Irak askeri ve güvenlik güçleriyle (örgüte karşı) ortak başarısının ardından, Koalisyon’un askeri misyonunun sona erdirilmesini denetleyecektir.”[i]

Iraklı yetkililer, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış kanadı olan Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin 2020 başında Bağdat’ta öldürülmesinden bu yana sürekli olarak ABD’ye Irak’tan çekilmesi çağrısında bulunuyor. Son dönemde IŞİD’in Irak’ta toprak kontrolü olmadığını dolayısıyla örgütten kaynaklanan tehdidin büyük ölçüde azaldığını ileri sürerek, ABD’nin ülkede kalmasına gerek olmadığını belirttiler. ABD’nin 2003 yılındaki işgali sonrası ilk geri çekilişi 2011 yılında gerçekleşmişti. Ne var ki ABD’nin mezkûr geri çekilişi Irak’ta çok sorunlu bir dönemin başladığının işareti oldu.  ABD askerlerinin çekilmesinden kısa bir süre sonra Irak’taki güvenlik durumu hızlı bir şekilde kötüleşti. Dönemin Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin mezhepçi politikalarından kaynaklanan ve IŞİD’in ülkede yükselişine yol açan olaylar silsilesi sonucunda 2014’ün yaz aylarında IŞİD Irak’ta aralarında ülkenin ikinci büyük kenti Musul’un da olduğu geniş toprak parçalarını ele geçirdi. Örgütün toprak kontrolünü Hilafet ilanı takip etti. Nihayetinde ABD, 2014 yılında Irak’a geri dönerek IŞİD karşıtı Uluslararası Koalisyon’u vücuda getirdi. Irak, IŞİD’e karşı mücadelede zafer ilan etmiş ve örgüt ülkede kontrol ettiği son toprak parçasını 2017[ii] yılında kaybetmiş olsa da ABD Irak’ta kalmaya devam etti. Irak’ta konuşlu yaklaşık 2500 ABD askerinin danışmanlık ve eğitim görevlerini üstlendiğini belirtmekte fayda var. Yani Irak’taki ABD askerleri muharip unsurlar[iii] değiller.

ABD’nin Irak’tan Olası Çekilmesinin Sonuçları

İran destekli grupların ABD üslerine yönelik saldırılarının baskısı sonucu ABD’nin Irak’tan olası bir çekilmesi, Tahran’ın Irak siyasi ve askeri sahnesindeki muazzam nüfuzu göz önüne alındığında, ülkenin tamamen İran’a teslim edilmesi anlamına gelecektir. Böyle bir senaryo ne Erbil’de ne de komşu Türkiye’de hoş karşılanmayacaktır. Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) başkenti Erbil, uzun süredir Tahran destekli milislerin saldırılarının baskısı altındaydı. Bunun dışında ekonomik sorunlar yaşayan Erbil, Bağdat’la olan bütçe anlaşmazlıkları nedeniyle kamu görevlilerinin maaşlarını[iv] dahi ödemekte zorlanıyor. Dahası Irak Federal Yüksek Mahkemesi, ekonomiden siyasete kadar farklı konularda çeşitli kararlar vererek Erbil’e baskı yapıyor. Federal Mahkeme’nin İran’ın etkisi altında olduğu biliniyor ve mahkeme verdiği son kararlarla IKB’nin özerk statüsünü baltalıyor. Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani, IKB’deki vahim durum nedeniyle Washington’a bir mektup[v] yazdı. Bölgenin çökmesinden korkan Barzani ABD’ye arabuluculuğu çağrısında bulundu. Ayrıca yakın bir dönemde IKB Başbakanı bazı toplantılara katılmak üzere yanındaki heyetle birlikte Washington’u[vi]  ziyaret etti. Bağdat’ın uyguladığı ekonomik ve adli baskı, Erbil’e diz çöktürmeyi ve bölgeyi Tahran’ın siyasi yörüngesine sokmayı amaçlıyor. Irak’taki Kürt yetkililer, ABD askerlerinin ülkeden çekilmesinin IKB’nin özerk statüsüne daha fazla zarar vereceğinden korkuyor. Ekonomiden güvenliğe kadar farklı dosyalarda Ankara’nın Erbil’le olan güçlü ilişkisi dikkate alındığında böyle bir durum Türkiye’nin çıkarlarına da son derece aykırıdır.

Ankara ile Tahran arasında bölgedeki jeopolitik rekabet[vii] de son yıllarda derinleşti. Bu nedenle Ankara, ne Irak’ın, özellikle de Türkiye’nin tarihsel olarak nüfuz sahibi olduğu Sünni bölgelerin, ne de Erbil’in tamamen İran kontrolüne girmesini istemez. Nitekim Türkiye son dönemde Haşdi Şabi liderleriyle Bağdat ve Ankara’da sıklıkla görüştü. İran’ın hâlihazırda dahil olmadığı Kalkınma Yolu Projesi, Türk ve Iraklı taraflar arasındaki görüşmelerin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Tahran bu projenin gerçekleşmesini sekteye uğratabilecek güce sahip olduğundan Ankara, İran destekli Haşdi Şabi liderleri de dahil olmak üzere Irak hükümetinin tüm taraflarıyla bir anlaşmaya varmaya çalışıyor. Türkiye, Haşdi Şabi’nin İran baskısı altında Irak ekonomisini çeşitlendirecek Kalkınma Yolu Projesi’ni sekteye uğratmasını istemediği için Haşdi Şabi liderleriyle iletişim kanallarını açık tutma konusunda oldukça istekli. Bu şekilde Türkiye, Irak’taki çıkarlarını korumaya ve her ne kadar Haşdi Şabi’nin İran yörüngesinden tamamen çıkması mümkün olmasa da yapıya bir alternatif sunmaya çalışıyor.

Çok Kutuplu Bir Dünyanın Ortaya Çıkışı ve ABD’nin Güvenilirliğinin Azalması

7 Ekim öncesinde Amerikalı yetkililer Orta Doğu bölgesinin son yirmi yıla nazaran çok daha sakin olduğunu ileri sürüyorlardı.[viii] Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ile beraber bu değerlendirmenin yanlış olduğu ortaya çıktı ve ABD, Çin ile olan büyük güç rekabeti nedeniyle uzun süredir Asya Pasifik bölgesine öncelik vermesine rağmen Ortadoğu’ya dönmek zorunda kaldı. Hem Rusya hem de Çin, farklı stratejiler ve alanlarda da olsa Ortadoğu’daki nüfuzlarını arttırıyorlar. Üstelik çok kutuplu bir dünya düzeni her geçen gün daha da belirginleşiyor.[ix] Böyle bir dönemde ABD’nin Irak’tan çekilme gibi bir maceraya atılması pek mümkün görünmüyor. Zira böylesi bir adım ABD’nin Ortadoğu bölgesindeki müttefiklerinin gözünde güvenilirliğini daha da zedeleyecek bir hamle olur. ABD’nin Afganistan’dan çekildiği süreçte ortaya çıkan manzaralar Washington için uyarı. Bugün Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’ndeki birçok ülke, büyük güçler rekabetinden yararlanarak Rusya ve Çin ile giderek gelişen bağlar kuruyor. Dolayısıyla ABD’nin bölgedeki asker sayısını azaltması Ortadoğu’dan tamamen çekileceği anlamına gelmiyor.

Yani Gazze krizi (bölgesel konjonktür), Rusya ve Çin’in yükselişiyle ortaya çıkan çok kutuplu dünya (uluslararası konjonktür) ve ABD’deki başkanlık seçimleri (ülke içindeki çekilme tartışmaları) nedeniyle Başkan Biden’ın en azından yakın dönemde Irak’tan bir çekilme emri vermesi çok muhtemel görünmüyor. ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un, Irak’taki misyonunu sona erdirme konusunda Başbakan Sudani ile görüşmeler yapması, Tahran destekli milislerin Irak hükümeti üzerindeki baskıları karşısında[x] Başbakan’a belli ölçüde manevra alanı sağlamayı amaçlıyor olabilir.

Suriye’deki Manzara ve ABD’nin Olası Çekilmesi

Suriye’deki durum Irak’takinden daha az karmaşık değil. ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesi, ana omurgasını PKK’nın Suriye kolu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin terk edilmesi anlamına gelecektir. Washington, Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele çerçevesinde 2015’ten bu yana SDG’yi tutarlı ve kararlı bir şekilde destekledi. Şu anda Kuzeydoğu Suriye’de 900 civarında ABD askeri bulunuyor. Bu birliklerin çekilmesi ilk bakışta komşu Türkiye için olumlu bir gelişme gibi görünse de Afganistan senaryosuna benzer şekilde koordinesiz[xi] bir geri çekilme, Suriye’de İran ve Rusya’ya daha fazla alan açılması anlamına gelecektir. Hâlihazırda ABD askerleri ile İran destekli milisleri ayıran tek şey Fırat Nehri. Taraflar nehrin farklı kıyılarında bulunuyorlar. ABD kuvvetleri Suriye’den geri çekilir çekilmez İran destekli milisler, boşluğu doldurmak için nehrin batı yakasından doğu kısmına doğru hareket edecektir. Suriye’nin doğusu uzun süredir SDG’nin yumuşak karnı olmaya devam ediyor. Deyrizor’da bir kısmı Suriye rejimiyle iltisaklı olan Arap aşiretleri ile SDG arasında Eylül 2023’ten itibaren haftalarca süren çatışmalar yaşandı. Çatışmalar her iki taraftan onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verdi. İran bu aşiretlerden de yararlanarak ABD’nin muhtemel bir geri çekilmesinden yararlanmaya hazır. Bazı raporları göre, Devrim Muhafızları Komutanı “Hacı Mehdi, Tahran’ın Deyrizor’daki operasyonlarından sorumlu ve aktif bir şekilde aşiretlerden asker devşiriyor.”[xii]

Bunlarla birlikte, ABD’nin PYD/SDG ile Esed rejimi arasında bir anlaşmaya[xiii] varılmasının ardından Suriye’den çekileceği iddia edilse de Kürt tarafının şu ana kadar yaptıkları açıklamalar bu durumun aksini gösteriyor. SDG komutanı Mazlum Abdi, ABD’nin kendisine olası bir çekilme durumunda kendilerini korumaları için Şam’la bir kanal açmasını tavsiye ettikleri iddiasını reddetti. Üstelik Amerikalı yetkililerden, ABD’nin Suriye’den çekilmesinin masada olmadığına dair ‘net güvenceler’[xiv] aldığını ileri sürdü. Mart ayı başlarında CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla, Ortadoğu’daki güvenlik durumunu doğrudan gözlemlemek[xv] ve sahadaki ortaklarıyla görüşmek üzere bölgesel gezisinin bir parçası olarak Kuzeydoğu Suriye’yi ziyaret etti. Kurilla ayrıca IŞİD mensubu mahkumlarının ailelerinin tutulduğu Roj ve Hol kamplarını da ziyaret etti.

ABD’nin bugüne kadar SDG/PYD ile Esed rejimi arasında bir uzlaşıya varılmasına karşı çıktığını da belirtmekte fayda var. Üstelik ABD, Esed rejiminin yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde meşrulaştırılmasına resmi olarak karşı çıkıyor. Örneğin yakın zamanda ABD Temsilciler Meclisi, ABD’nin Esed rejimiyle normalleşmesini engelleyen bir yasa tasarısını[xvi] kabul etti. Tasarı aynı zamanda Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarını[xvii] da uzatıyor.

ABD’de böylesi bir durum varken, Washington’un Esed’e daha fazla meşruiyet kazandıracak ve Suriye’deki müttefiklerini güçlendirecek bir hamle olan çekilme kararını alıp almayacağı net değil. ABD’nin yakın zamanda Suriye rejimi lideri Beşşar Esed’e yönelik tavrını değiştirmeye karar verip vermediği, eğer değiştirdi ise de bu karara tam olarak neyin yol açtığı henüz belli değil. Ayrıca şu ana kadarki Suriye politikasının gidişatını değiştirmek, Washington’un Suriye politikasının iflasının ikrarı olmanın yanında, Rusya ile İran’ın Suriye’deki tutumlarının doğru olduğunun üstü kapalı bir şekilde kabul edilmesi anlamına da gelecektir. Washington en azından şimdilik böyle bir duruma sürüklenmekten kaçınıyor gibi görünüyor.

Aynı zamanda ABD’nin Suriye’deki ana müttefiki olan SDG’nin komutanı Mazlum Abdi, son zamanlarda kontrolleri altındaki bölgelerin ABD ile İran arasında bir savaş alanına[xviii] dönmesini istemediklerini söyledi. Ne var ki, SDG kontrolündeki[xix] bölgeler şimdiden İran destekli milislerin hedefi haline gelmiş durumda. SDG, İran destekli milislerin bir saldırısında altı üyesini bile kaybetti. Tahran, Suriye’de çatışmaların başlamasından bu yana nüfuzunu giderek artırdı. ABD’nin Suriye’den olası bir çekilmesi-Suriye krizinin ağır toplarından olan Türkiye ile koordineli bir şekilde yapılmadığı takdirde-başta İran, ardından da Rusya’nın Suriye’deki nüfuzunu artırmasına sebebiyet verecektir. ABD, Suriye’den (koordinesiz çekildiği takdirde) ülkedeki güç dengesinin Esed’in müttefikleri lehine ve Türkiye’nin aleyhine değişmesi çok muhtemel. Hele ki ABD’nin iddia edildiği gibi SDG/PYD’yi Esed rejimiyle bir uzlaşıya zorlaması ve Şam’ın da SDG ve PYD-kontrolündeki Özerk Yönetim’e anayasal statü vermesi durumunda-ki bu mevcut konjonktürde pek olası görünmüyor-Ankara böylesi bir vaziyetten derece rahatsız olacaktır. PYD/SDG tarafının geçtiğimiz yıllarda Esed rejimiyle birçok görüşmesi[xx] oldu.

Ancak iki taraf arasındaki müzakereler sonuçsuz kaldı ve o zamandan bu yana ciddi bir gelişme yaşanmadı. Üstelik Esed rejimi Arap dünyasında daha fazla meşruiyet kazandı ve şu an SDG/PYD ile herhangi bir müzakere karşısında elinin güçlü olduğunu düşünüyor. Bu durum da, en azından yakın gelecekte SDG ile rejim arasında bir anlaşma yapılması olasılığını azaltıyor.

Olası bir koordinesiz ve ani geri çekilme senaryosunda şüphesiz Esed rejimi ve müttefikleri, Suriye muhalefetinin kontrolündeki bölgelere saldırma konusunda daha da cesaretlenecektir. 2020 yılı başından bu yana Suriye’deki kontrol bölgelerinin sınırları değişmedi. Sahadaki mevcut güç dengesi, çatışmanın tarafı olan aktörlerin rakiplerine saldırmasını çok maliyetli hale getiriyor. ABD’nin Suriye’den geri çekilmesi durumunda bu güç dengesi bozulacak ve Esed rejimi ile müttefikleri, Suriye muhalefetinin kontrolündeki bölgelere saldırma konusunda daha motive hale gelecekler. Bu senaryoda Ankara destekli Suriye Milli Ordusu kontrolündeki bölgeler ve 4 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan İdlib büyük bir tehlike altına girecek. Gazze trajedisinin devam ettiği bir dönemde Suriyeli muhaliflerin kontrolündeki bölgelere olası bir rejim-müttefik saldırısı yeni bir insani felakete yol açabilir. Böyle bir durumda Türkiye’ye yeni bir mülteci akını uzak bir senaryo olmayacaktır. Ortaya çıkabilecek böyle bir senaryo sadece Ankara’yı değil, Avrupa ülkelerini de etkileyecektir.

Sonuç

Kısacası, koordinasyonsuz ve ani bir geri çekilme, şüphesiz Ankara’yı zor bir duruma sokacaktır. Dolayısıyla Ankara-Washington ilişkilerinin düzelmeye başladığı bir dönemde ABD’nin böylesine mantıksız bir adım atıp atmayacağı büyük bir soru işareti.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD-Türkiye Stratejik Mekanizma toplantılarına katılmak üzere ABD’li yetkililerin daveti üzerine heyetiyle birlikte Washington’u ziyaret etmişti. Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın da mevkidaşı William Burns ile görüşmek üzere ABD’deydi.[xxi] Blinken-Fidan görüşmesinin ardından olumlu bir ortak[xxii] açıklama yayımlandı.

Taraflar terörle mücadelede ortak kararlılıklarını vurguladı. Ayrıca Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya katılımını onaylamasının ardından Türkiye’ye F-16’a satışında yaşanan sorunların ortadan kalkması gibi kritik olumlu gelişmeler de yaşandı. Ayrıca ABD, Türkiye’nin F-35 programına dönüşü konusunda da kapıyı tamamen kapatmış değil. Bunların yanında iki taraf, Ankara ile Washington arasında 30 milyar dolar civarında seyreden ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılmasını istiyor.[xxiii]

Bu önemli konularda ilişkilerin hızla geliştiği bir dönemde Washington’un, en azından yakın bir zaman diliminde hem Washington’a hem de Ankara’ya zarar verecek koordinasyonsuz ve zamansız bir geri çekilmeye girişmesi pek mümkün görünmüyor. Ancak ABD’de 2024 seçimlerini öngörülemeyen Donald Trump kazanırsa, koordinasyondan ve zamandan bağımsız olarak çekilme senaryosu daha gerçekçi bir hale gelebilir. Trump, ABD askerlerinin, Trump’ın yalnızca ‘ölüm ve kum’ gördüğü Irak ve/veya Suriye’den çekilmesi emrini verebilir.[xxiv] Irak’ın Suriye’deki ABD birliklerinin ana lojistik merkezi olduğunu belirtmekte de fayda var. Irak’tan çekilme Suriye’deki durumu da şüphesiz ki etkileyecektir. Suriye’den muhtemel bir geri çekilme kararı karşısında CENTCOM şüphesiz direnmeye çalışacaktır. Ancak ne ölçüde ve ne zamana kadar direnebileceği başka bir konu. Trump, askerlerini Suriye’den çekme niyetini açıkladığında, dönemin ABD Savunma Bakanı James Mattis, 2018 sonlarında bu karara katılmaması nedeniyle görevinden istifa etmişti.[xxv]

ABD askerlerinin Suriye’den kısmi çekilmesi, Türkiye’nin 2019’da Barış Pınarı Harekatı’nın yolunu açmıştı.[xxvi] ABD’nin Suriye’den koordineli bir şekilde çekilmesi, tıpkı 2019’da olduğu gibi Türkiye’nin Suriye’de yeni bir operasyon düzenlemesine de yol açabilir. Türkiye, aylardır Suriye’deki PKK/SDG bağlantılı isimlere insansız hava aracı saldırıları düzenliyor. Ayrıca SDG kontrolündeki altyapı ve PYD kontrolündeki Özerk Yönetim’in gelir kaynaklarını[xxvii] kurutmak amacıyla petrol sahalarını hedef alıyor. ABD’nin Irak ve Suriye’den çekilmesi durumunda yukarıda belirtilen senaryolardan hangisinin gerçekleşeceğini ancak zaman gösterecek. Şimdilik bir geri çekilme kararının önünde pek çok belirsizlik yatıyor. ABD’de bu sene gerçekleşecek başkanlık seçimi sonuçları muhtemel bir geri çekilme kararında belirleyici olacak. Ancak bahse konu seçimlere neredeyse bir yıl var. Bu dönem, istikrarsız Ortadoğu’da son derece uzun ve seçimlere kadar geri çekilme kararını etkilemesi muhtemel pek çok yeni bölgesel ve uluslararası dinamik ortaya çıkabilir.

Referanslar

[i] Bkz. https://twitter.com/IraqiPMO/status/1751207722911928460

[ii] Margaret Coker and Falih Hassan, Iraq Prime Minister Declares Victory Over ISIS, New York Times, 9 Aralık 2017, https://www.nytimes.com/2017/12/09/world/middleeast/iraq-isis-haider-al-abadi.html

[iii] Americans in Iraq will continue to be attacked, despite ‘non-combat’ role, Concerned Veterans for America, 25 Ocak 2022, https://cv4a.org/the-overwatch/americans-in-iraq-continue-to-be-attacked-despite-non-combat-role/

[iv] Delay in paying salaries takes toll on Erbil market, Rudaw, 5 Ekim 2023, https://www.rudaw.net/english/kurdistan/051020231

[v] Amberin Zaman, In letter to Biden, Barzani warns of Iraqi Kurdistan’s collapse, urges mediation, Al Monitor, 12 Eylül 2023, https://www.al-monitor.com/originals/2023/09/letter-biden-barzani-warns-iraqi-kurdistans-collapse-urges-mediation

[vi] Prime Minister Masrour Barzani Embarks on Official Visit to Washington, Kurdistan Regional Government, 25 Şubat 2024, https://gov.krd/english/government/the-prime-minister/activities/posts/2024/february/prime-minister-masrour-barzani-embarks-on-official-visit-to-washington/

[vii] Mehmet Emin Cengiz, The Future of the Iranian-Turkish Relationship: A Contained Geopolitical Rivalry or A Possible Escalation Between Ankara and Tehran?, Al Sharq Strategic Research, 20 Eylül 2022, https://research.sharqforum.org/2022/09/20/iranian-turkish-relationship/

[viii] Gal Beckerman, ‘The Middle East Region Is Quieter Today Than It Has Been in Two Decades’, The Atlantic, 7 Ekim 2023, https://www.theatlantic.com/international/archive/2023/10/israel-war-middle-east-jake-sullivan/675580/

[ix] The Gaza Crisis and Emerging Multipolar World, Al Sharq Strategic Research, 3 Kasım 2023, https://research.sharqforum.org/2023/11/03/the-gaza-crisis-and-emerging-multipolar-world/

[x] US Troops in Middle East: What Are They Doing and Where?, Voice of America (VOA), 3 Şubat 2024, https://www.voanews.com/a/us-troops-in-middle-east-what-are-they-doing-and-where-/7469452.html

[xi] Ömer Özkizilcik, Here’s what an uncoordinated US withdrawal from Syria would look like. It’s bad for many partners, but especially Turkey, Atlantic Council, 20 Şubat 2024, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/menasource/syria-withdrawal-turkey-us-hts/

[xii] Sean Mathews, Kurdish groups gripped by fear as they brace for a US pullout from northeast Syria, Middle East Eye, 7 Mart 2024, https://www.middleeasteye.net/news/kurds-fear-as-they-brace-us-pullout-northern-syria

[xiii]Amberin Zaman, Pentagon floats plan for its Syrian Kurd allies to partner with Assad against ISIS, Al Monitor, 22 Ocak 2024, https://www.al-monitor.com/originals/2024/01/pentagon-floats-plan-its-syrian-kurd-allies-partner-assad-against-isis

[xiv] Elie Youssef, SDF Commander: No Withdrawal of US Forces from Syria, Asharq Al-Awsat, 10 Şubat 2024, https://english.aawsat.com/arab-world/4845366-sdf-commander-no-withdrawal-us-forces-syria

[xv]CENTCOM commander visits US bases in Syria, Enab Baladi, 4 Mart 2024,  https://english.enabbaladi.net/archives/2024/03/centcom-commander-visits-us-bases-in-syria/

[xvi] US lawmakers pass anti-Assad Syria Anti-Normalisation Act, The New Arab, 15 Şubat 2024, https://www.newarab.com/news/us-lawmakers-pass-anti-assad-syria-anti-normalisation-act

[xvii] A.g.e.

[xviii] Syria Today – SDF Leader Says Syria Shouldn’t Become US-Iran Battleground; UNGA Asks Israel to Withdraw From Golan, The Syrian Observer, 30 Kasım 2023, https://syrianobserver.com/news/86459/syria-today-sdf-leader-says-syria-shouldnt-become-us-iran-battleground-unga-asks-israel-to-withdraw-from-golan.html

[xix] Beatrice Farhat, 6 Kurdish SDF forces killed in Iran-linked attack on Syria base housing US troops, Al Monitor, 5 Şubat 2024, https://www.al-monitor.com/originals/2024/02/6-kurdish-sdf-forces-killed-iran-linked-attack-syria-base-housing-us-troops

[xx] Mehmet Emin Cengiz and Bedir Mulla Rashid, Thorny Challenges for the PYD-led Autonomous Administration of North and East Syria, Al Sharq Strategic Research, 20 Haziran 2020, https://research.sharqforum.org/2020/06/20/north-and-east-syria/

 

[xxi] Aylin Dal, Turkish intelligence chief to hold talks in US, Anadolu Agency, 5 Mart 2024, https://www.aa.com.tr/en/americas/turkish-intelligence-chief-to-hold-talks-in-us/3155362

[xxii] Joint Statement on the U.S.-Türkiye Strategic Mechanism, US Embassy&Consulates in Türkiye, 9 Mart 2024, https://tr.usembassy.gov/joint-statement-on-the-u-s-turkiye-strategic-mechanism-2/

[xxiii] Fatma Eda Topçu, Türkiye, US have entered ‘new era’ in trade relations: Business council head, Anadolu Agency, 8 Eylül 2023, https://www.aa.com.tr/en/turkiye/turkiye-us-have-entered-new-era-in-trade-relations-business-council-head/2986349

[xxiv] Richard Hall, Trump says Syria is ‘sand and death’ in defence of troop withdrawal, The Independent, 3 Ocak 2019, https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/trump-syria-troop-withdrawal-us-sand-death-cabinet-meeting-military-a8709131.html

[xxv] Veronica Rocha and Sophie Tatum, Defense Secretary James Mattis resigns, CNN, 20 Aralık 2018, https://edition.cnn.com/politics/live-news/james-mattis-resigns/index.html

[xxvi] Matthew Cebul, Operation ‘‘Peace Spring’’ and U.S. Strategy in Syria, Foreign Policy Research Institute, 11 Ekim 2019, https://www.fpri.org/article/2019/10/operation-peace-spring-and-u-s-strategy-in-syria/

[xxvii] Mehmet Emin Cengiz, Syria in 2024: Return to the Regional Focus, Al Sharq Strategic Research, 17 Ocak 2024, https://research.sharqforum.org/2024/01/17/syria-in-2024-return-to-the-regional-focus/