TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Konuşması

Geçtiğimiz salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu’nda organizasyonun New York’taki genel merkezinde konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı, konuşmasında Kıbrıs sorunundan Nijer’de yaşanan darbeye kadar pek çok konuya değindi.

Daha da önemlisi Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nin artık dünya barışının garantörü olamadığını ifade etti. Buradan hareketle Cumhurbaşkanı BM’nin beş ülkenin (BM Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleri) siyasi stratejilerinin çatıştığı bir savaş alanına dönüştüğünü belirtti. Ayrıca Erdoğan BM kurumlarında acilen reform yapılması gerektiğinin altını çizerek ünlü ‘dünya beşten büyüktür’ sloganını bir kez daha yineledi. Cumhurbaşkanı, ABD ziyareti sırasında birçok liderle de görüştü. Erdoğan’ın İsrail Başbakanı Netanyahu ile ilk kez yüz yüze görüşmesi dikkat çekti. Salı günü gerçekleşen görüşmeye kadar iki lider diplomatik ilişkiler konusunda yalnızca telefonda görüşmüştü.

SURİYE

Arap Bakanlar Komitesi Esed Rejimi ile Görüşmeleri Dondurdu

Arap Bakanlar Komitesi, Suriye ile ilişkileri normalleştirmeye yönelik üzerinde mutabakata varılan yol haritası konusunda rejim tarafında ilerleme sağlanamaması nedeniyle Suriye rejimiyle toplantılarını durdurma kararı aldı. Arap ülkeleri Suriye’den uyuşturucu akışının durdurulmasını normalleşme için bir ön koşul olarak belirlemişlerdi. Ancak Suriye rejiminin şimdiye kadar uzun süredir dile getirilen bu talebe uymaması ve komşu Arap ülkelerine uyuşturucu akışını durdurmaması, komite toplantılarının dondurulması ile nihayetlendi. Uyuşturucu ticaretinin durması mevzusu dışında Suriye rejimi Arap ülkeleriyle bağları onarmaya yönelik anlamlı bir iç siyasi karar da almadı.

Beşar Esed’in Çin Ziyareti

Geçtiğimiz perşembe günü Suriye rejimi lideri Beşar Esad, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmek üzere Çin’i ziyaret etti. Esed, beraberindeki üst düzey ekonomik ve siyasi heyetle Çin’e vardı. Bu ziyaret, Suriye rejim liderinin 2004 yılından bu yana Pekin’e yaptığı ilk görüşme anlamına geliyor. Ziyarette Çin-Suriye zirvesinin gerçekleşmesi bekleniyor. Rusya ve İran gibi Çin de rejimin muhalefete yönelik acımasız baskısına rağmen, Suriye krizi boyunca rejimin yanında durdu. Dahası, Pekin Suriye’de çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana BM Güvenlik Konseyi’nde pek çok kez Esed rejimi lehine veto yetkisini kullandı.

İRAN

İran ABD’li Mahkumları Serbest Bıraktı ve Milyarlarca Dolarlık Dondurulmuş Kaynağa Ulaştı

İran ve ABD, Tahran’ın diplomatik bir zafer olarak nitelediği, uzun süredir beklenen mahkûm takasını tamamladı. Katar ve Umman’ın aracılığında gerçekleşen müzakerelerin ardından ülkeler, Doha Havalimanı’nda beş Amerikalı ve beş İranlı tutukluyu takas ettiler. İran’daki tutuklulardan üçünün kimliği belirlendi: Siyamek Nemazi, Emad Şarki ve Morah Tahbaz. Bu isimlerin hepsi casuslukla ilgili suçlamalarla karşı karşıya. İran, ABD’nin haksız gözaltı iddialarına karşı çıkarak bu isimleri casus olarak damgalamakta ısrar etti. Bu arada, ABD’deki İranlı mahkumların çoğu, yaptırımların ihlaliyle ilgili suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Tahran, bu mahkumları nükleer anlaşmadan vazgeçilmesinin ardından haksız yere tutuklanan iş adamları olarak nitelendirdi. Bu hafta BM Genel Kurulu’nda İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, “insani” bir mesele olarak çerçevelediği bu değişimin ABD farklı davransaydı çok daha erken gerçekleşebileceğini ima etti.

Bu değişime ek olarak İran, 2018’de ABD’nin nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından uygulanan tek taraflı yaptırımlarının bir sonucu olarak Güney Kore’de dondurulan 6 milyar dolarlık varlığına erişti. Ancak anonim olarak konuşan İranlı ve Arap diplomatik kaynaklarına göre, Tahran’ın Irak’ta dondurulan 11 milyar dolarlık bir varlığı ve çeşitli ülkelerdeki ek fonlar da serbest bırakıldı ve şu anda bahse konu miktarlar İran Merkez Bankası tarafından kontrol ediliyor. Buna ek olarak anlaşma, İran’ın uranyum zenginleştirmesine sınırlama getirmesi ve üretim hızını azaltması, ABD’nin İran petrolüne yönelik yaptırımları hafifletmesi ve Tahran’ın birçok nükleer, askeri ve sivil sahasına ilişkin “açık dosyaları” kapatması gibi diğer taahhütleri de içeriyor.

SUUDİ ARABİSTAN

Husilerin Suudi Arabistan Ziyareti

Geçen günlerde, Husi grubunu temsil eden bir heyet, devam eden Yemen krizi müzakere süreci kapsamında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gelerek görüşmelerde bulundu. Umman’ın arabuluculuğunu yaptığı bu müzakereler, Yemen’i 2015’ten bu yana etkileyen çatışmaya siyasi bir çözüm sağlamayı amaçlıyor. Husi müzakereciler, Suudi yetkililerle bir ateşkes anlaşmasına giden yolu açabilecek muhtemel bir anlaşmaya ilişkin beş günlük görüşmelerin ardından salı günü Riyad’dan ayrıldı. Suudi Arabistan, görüşmelerin “olumlu sonuçlar” verdiğini açıkladı.

Ziyaret, Suudi heyetinin Sana’yı ziyaret etmesinden ve Nisan ortasında Husi liderleriyle görüşmesinden yaklaşık 5 ay sonra gerçekleşti. Bu ziyaret, görüşmelerin ve anlaşmanın tamamlanması şartıyla her iki tarafın da olumlu açıklamalarıyla sonuçlanmış olsa da Suudi Arabistan ile Husiler arasındaki ateşkesin en azından tamamen devam etmesi nedeniyle geçtiğimiz aylarda dondurulmuştu. Bu görüşmelerde, yabancı güçlerin Yemen’den ayrılması için bir zaman çizelgesinin belirlenmesinin yanı sıra, Husilerin kontrolündeki limanların ve Sana Havalimanı’nın yeniden ve tamamen açılması, hükümet çalışanlarının maaşlarının ödenmesi ve yeniden inşa çabaları üzerinde duruluyor.

Yemen’deki Güney Konseyi Başkanı Aydarus Zübeydi, güneye hiçbir barış anlaşmasının dayatılamayacağını vurgulayarak Arap koalisyon güçlerinin geri çekilmesi şartını reddetti. Zübeydi ayrıca, barış için arabuluculuk yapanların Yemen’in iki parçaya bölünmesini kabul etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Amerika ile Suudi Arabistan Arasında Ortak Savunma Anlaşması

New York Times’da, 19 Eylül 2023 Salı günü yayımlanan bir haberde, Amerikalı ve Suudi yetkililerin, ABD’nin yakın müttefikleri Japonya ve Güney Kore ile imzaladığı güçlü askeri anlaşmalara benzeyen bir ortak savunma anlaşmasının şartlarını tartıştıkları belirtildi. ABD’li yetkililere göre Biden, Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi için büyük bir risk alıyor.

Mevcut ve eski Amerikalı yetkililer, Suudi Arabistan’ın fiili hükümdarı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, ABD ile ortak savunma anlaşmasını, Biden yönetimiyle İsrail konusunda yaptığı görüşmelerin en önemli unsuru olarak gördüğünü söylüyor. Yetkililer ayrıca güçlü bir savunma anlaşmasının İran veya silahlı ortaklarının olası saldırılarını caydırmaya yardımcı olacağını da söylüyor. İki bölgesel rakip diplomatik bağları yeniden tesis ederken bile Prens Muhammed, Biden yönetiminden ülkesinin sivil bir nükleer program geliştirmesine yardım etmesini istiyor. Bazı ABD’li yetkililer bunun İran’a karşı bir nükleer silah programı için bir kılıf olmasından korkuyor.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İsrail ile ilişkileri normalleştirme isteğini son günlerde gerçekleştirdiği bir röportajda dile getirdi. Selman bu hedefe ulaşmaya “her geçen gün daha da yaklaşıyoruz” dedi.

FAS

Rabat, Macron’un Fas Ziyaretinin “Gündemde Olmadığını” Belirtti

Fas-Fransa ilişkileri, Paris’in, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fas’a plansız bir ziyaret yapacağını duyurması nedeniyle zarar gördü. Fas Haber Ajansı cumartesi günü bir hükümet kaynağına dayanarak, Macron’un Fas’a ziyaretinin gündemde olmadığını belirtti.

Kaynak, Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın, Macron’un Fas Kralı VI. Muhammed’in daveti üzerine Fas’ı ziyaret edeceğine ilişkin açıklaması nedeniyle şaşkın olduklarını ifade etti. Kaynak ayrıca Colonna’nın girişiminin tek taraflı olduğunu ve bakanın kendisinde böylesine önemli bir ikili olayla ilgili Fas tarafıyla görüşmeden açıklama yapma özgürlüğünü gördüğünü dile getirdi.

LİBYA

Derneliler Sel Sonrası Yeniden İnşa Sürecinde Reform İstedi

Libya’nın doğusunu vuran sel felaketinin üzerinden bir hafta geçmişken, tepkinin siyasi boyutu ön plana çıkmaya başladı. Derne şehrinin sakinleri, Libya ve uluslararası kaynaklardan gelen yardımlara rağmen yeterli destek alamadıklarını iddia ederek, yardımların Libya Ulusal Ordusu (LUO) tarafından yönlendirildiği şüphelerini artırdı. Görünüşe göre LUO, eleştirilere muhaliflere ve gazetecilere baskı yaparak, iletişimi ve kilit alanlara erişimi kısıtlayarak yanıt verdi.

18 Eylül’de kentte Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in istifasını ve Derne Belediye Meclisi’nin yolsuzluk iddiaları nedeniyle görevden alınmasını talep eden protestolar patlak verdi. Başbakan Usame Hammad aynı günün ilerleyen saatlerinde meclisi görevden aldı. Bazı protestocular, görevden uzaklaştırılan Derne Belediye Başkanı Abdulmunim el-Gayti’nin evini yağmaladı ve ateşe verdi. Ayrıca Derne’deki bir grup vatandaş, Başsavcı’yı felaketi derhal soruşturmaya, sorumluları bulmaya, şehirde bir Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ofisi kurmaya, BM ve AB denetimi altında şehrin yeniden inşasına başlamaya çağıran bir bildiri yayımladı. Ayrıca yeniden inşa fonlarının şeffaf bir şekilde denetlenmesi ve önceki bütçelerin soruşturulması yönünde çağrıda bulundular. Açıklamada, yeniden inşaya liderlik edecek yeni bir Belediye Meclisi’nin gerekliliği vurgulandı ve şehrin isteklerine saygı gösterilmesi talep edildi.