Özet: Yeni yıl, Türk ve Iraklı siyasetçiler arasındaki 2016’nın son üç ayındaki karşılıklı eleştirel açıklamaların ardından, Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlık ettiği bir Türk heyetinin Bağdat ve Erbil’e ziyarette bulunması ile başladı. İki komşu ülke arasındaki gerilim, ziyaretten önce gerçekleşen bürokratik ve siyasi temaslarla yatışmıştı. Gündemde ise, özellikle Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) yer aldığı güvenlik konuları ağırlıklıydı. ‘Başika Konusu’ tam olarak çözülmedi, ancak iki komşu arasında birbirlerinin endişelerini dikkate alma konusunda artık daha iyi bir iletişim var. Gerilimin azalması ve bölgenin sorunlarına odaklanma ihtiyacı iki ülkeyi birlikte hareket etmeye zorlamaktadır. Bölgesel güvenlik sorunları ve Türkiye ile Irak arasında daha yakın ekonomik iş birliğine duyulan ihtiyaç göz önünde bulundurulduğunda bu ziyaret olumlu bir adımdır. Uzun süredir devam eden karşılıklı sorunlar sadece bu ziyaretle sonlanmayabilir ancak artık bunları tartışmak için iletişim kanalları açılmıştır.

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, kabinedeki birkaç bakanla birlikte 7-8 Ocak 2017 tarihlerinde Irak’a bir ziyarette bulundu.[1] Bu ziyaret öncesinde hem Türkiye hem de Irak anlaşmazlıklarının üstesinden gelme ve karşılıklı iş birliği konusuna ağırlık verme çabası içinde olduklarına dair olumlu açıklamalarda bulunmuştur. Bu ziyaret 30 Aralık tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak Başbakanı İbadi arasındaki bir telefon görüşmesinin ardından gerçekleşmiştir.[2] Bu telefon görüşmesi sonrasında Irak Başbakanı İbadi “PKK’nın Türkiye’ye saldırıda bulunmak için Irak topraklarını kullanmasını kabul edemeyiz. Anayasamız da böyle bir şeye izin vermez.” açıklamasında bulunmuştur.[3] Dolayısıyla her iki taraf da ziyaretin gerçekleşmesi için elverişli bir zemin oluşturma hususunda çaba göstermiştir.

Ziyaret esnasında her iki taraf da önemli ölçüde güvenlik konularını gündeme getirmiş, ancak görüşmelerde ekonomi, eğitim ve tarım meseleleri de konuşulmuştur. Sonuç bildirisi her iki ülkenin de terörle mücadele ve toprak bütünlüğüne saygı konusunda ortak bir tutum içinde olduğunu vurgulamaktadır.[4] Bağdat görüşmelerinin ardından Türk heyeti Erbil’e geçmiş, Türkiye Başbakanı burada IŞİD’e karşı Peşmerge cephesini ziyaret ederken bakanlardan bazıları da Başika askeri üssüne ziyarette bulunarak buradaki Türk askerleri ile görüşmüştür.[5]

Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler bu ziyaretin öncesinde, neredeyse son iki yıldır çeşitli sebeplerden dolayı gergin olmuştur: Temel konular; PKK’nın Irak’taki varlığı ve Tükiye’nin Irak’ta artmakta olan PKK faaliyetlerine ilişkin endişesi, Musul operasyonunu izleyen süreçte mezhepçilik kaygıları, Başika askeri üssünde IŞİD ile mücadele konusunda yerel güçlere eğitim veren Türk birliklerinin varlığı ve Musul’da bir mezhep çatışması olması halinde Türkiye’nin buraya bir operasyonda bulunma olasılığına ilişkin endişelerdir. Bu ziyaretle her iki taraf da iki ülke arasındaki gerilimi azaltma ve ihtiyaç duyulan terörle mücadeleye odaklanma niyetinde olduğunu göstermiştir. Bu ziyaretin doğrudan sonuçlarını görmek için henüz çok erken olsa da bu kez her iki başkentin de medya aracılığıyla konuşmak yerine birbirleriyle doğrudan iletişime geçmeyi seçmiş olduklarını söyleyebiliriz.

Ziyaretin İkili ve Bölgesel Arka Planı

Başbakan Yıldırım’ın Bağdat ve Erbil’e ziyarette bulunması Türkiye’nin ve Irak’ın karşılıklı anlaşmazlıklara son verme ve bölgedeki pek çok sorunla mücadelelerinde iş birliği içerisinde olma isteğinin bir örneği olarak yorumlanabilir. Türkiye ve Irak arasındaki ikili ilişkiler 2016 yılının ikinci yarısında büyük ölçüde Başika askeri üssü nedeniyle gerginleşmiştir. Türkiye, Kürdistan Bölge Yönetimi’ndeki (KBY) birliklerinin bazılarını, Musul halkını IŞİD’e karşı mücadele konusunda eğitmek ve PKK’nın Türkiye sınırına yakın alanlarda faaliyetlerini artırmasını önlemek amacıyla, Başika bölgesine yerleştirmiştir. Türkiye, Türk kuvvetlerinin Başika’da bulunuşunun amacının yerel güçleri IŞİD ile savaşmak üzere eğitmek yoluyla IŞİD’e karşı mücadeleye yardım etmek olduğunu iddia etmiştir. Diğer yandan, Irak hükümeti bu güçlerin burada bulunmasını egemenlik ihlali olarak yorumlamış ve bu birliklerin buradan çekilmesini talep etmiştir.[6]

İkili ilişkilerin farklı niteliklerini göstermek ve mevcut ilişkilerin kapsamını genişletmek konusunda Iraklı mevkidaşların Türkiye’ye destek olmasını teşvik etmek amacıyla bazı bakanlar da bu ziyarette Başbakan’a eşlik etmiştir. IŞİD ile mücadele her iki ülkenin gündeminin üst sıralarındadır. Kuzey Suriye’deki Fırat Kalkanı Harekâtı Türkiye’nin çıkarlarını tehdit eden IŞİD’i ortadan kaldırma kararlılığının bir göstergesidir. IŞİD pek çok kez Türk vatandaşlarını hedef almıştır ve son birkaç yıldır Türkiye’ye yönelik önemli bir güvenlik tehdidi olmuştur. Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği ya da IŞİD’e karşı mücadele için gerekli çabayı göstermemiş olduğu gibi asılsız iddialar, Türkiye’nin sınırları içinde ve ötesinde aldığı bu önlemlerle son bulmuştur. Suriye’nin kuzeyinde süren operasyonlar, Türkiye’nin bölgede IŞİD’e karşı yürütülen operasyonlarda önde gelen bir aktör olarak bu tehdidi ortadan kaldırmaya ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. Bu da geçmişte Iraklı bazı siyasi figürlerin Türkiye aleyhindeki iddialarına etkin bir cevap olmaktadır.

IŞİD tehdidinin yanında- ve belki de bundan daha önemli olarak- PKK tehdidi de hem dış politikasında hem de Irak’a yönelik politikasında Türkiye’nin gündeminde yer almaktadır. Irak Başbakanı İbadi’nin Yıldırım’ın ziyaretinden önce verdiği demeç Türkiye’nin Bağdat yönetiminden beklentilerine cevap anlamında olumlu bir adımdır. PKK’ye bağlı bazı grupların yetkililer tarafından finanse edildiği ve onlara silah sağlandığı yönündeki daha önceki iddialara rağmen,[7] Irak yetkilileri topraklarının komşu ülkelere terör saldırıları gerçekleştirmek üzere kullanılmasını istemediklerini açıkça ifade etmişlerdir.[8]

IŞİD Tehdidi

Türkiye ve Irak arasındaki buzların yakın zaman önce erimesinin ardında birkaç neden vardır. Her şeyden önce IŞİD tehdidi iki ülkeyi yakınlaştırmıştır. Musul’u özgürleştirme operasyonu 2016 sonbaharında başlamış ve operasyonlar bir süre iyi gitmiştir. Ancak halihazırdaki koşullar umut verici değildir. Iraklı güçlerin kaybı ve IŞİD’in kentteki direnişi göz önünde bulundurulduğunda IŞİD’in Musul’dan çıkarılmasının en az üç ila altı ay süreceği tahmin edilmektedir.[9] Hatta bazı çevreler bu operasyonun iki yıl kadar uzayabileceğini bile iddia etmektedir. Bu sebepledir ki bu mücadelede Irak’ın Türkiye ile birlikte hareket etmesi kendi çıkarınadır.

İbadi hükümeti, Bağdat hükümetinin henüz Musul IŞİD tarafından ele geçirilmeden önce izlediği politikaları değiştirerek, yerel halkın ve bölgedeki diğer ülkelerin kaygılarını dikkate almaya çalışmaktadır. Türkiye ile Irak arasındaki gerginlik Musul’da IŞİD’e yönelik operasyona ilişkin endişeler nedeniyle 2016 yılı sonbaharı boyunca yüksek bir seviyedeydi. Türkiye’nin kaygıları önemli ölçüde bazı Haşdi Şabi üyelerinin Musul’la ilgili açıklamalarının mezhepsel tonuna, IŞİD’in yenilgiye uğratılmasından sonra Telafer’de mezhep çatışması nedeniyle bir mülteci akını tehlikesine ve Sincar bölgesindeki PKK üyelerinin varlığına ilişkindi. Türkiye’nin bu tür kaygılarına karşılık olarak Irak, Başika askeri üssündeki Türk askerlerinin varlığı ve Kuzey Irak’ta Suriye’deki Fırat Kalkanı Operasyonu’na benzer bir Türk askeri operasyonunun olasılığı nedeniyle endişeliydi. Türk bürokratlar Irak’ın bu konudaki endişelerini gidermek için Ekim’de Bağdat’ı ziyaret etmiş ve Irak’taki mevkidaşlarıyla olası çözüm yollarını tartışmaya açmışlardı.[10] Bu ziyaretin ardından Türk ve Iraklı siyasetçiler arasındaki diğer görüşmelerden sonra iki komşu arasındaki gerginlik azalmaya başlamıştır.

Türkiye ve Irak ekonomi alanında da birbirine ihtiyaç duymaktadır. Irak, uzun yıllar boyunca Türk ürünleri için önemli bir pazar olmuştur. Türk müteahhitler ve iş insanları Irak’ta yıllardır oldukça faal olmuştur. Irak, IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinden ve petrol fiyatlarındaki düşüşten önce Türkiye için Almanya’dan sonra en büyük ikinci dış pazardı. 2013 yılı sonunda Türkiye ile Irak arasındaki karşılıklı ticaret 12 milyar dolara ulaşmıştı.[11] Ancak son iki yılda, Irak’ın güvenlik ve ekonomik sorunları bu rakamlarda bir düşüşe neden olmuş ve Türkiye’nin 2016’da Irak’a ihracatı yaklaşık 7 milyar dolara düşmüştür. Güvenlik sorunları ve bütçedeki sıkıntılar da Türk inşaat şirketlerinin Irak’ın farklı bölgelerinden çekilmesine yol açmıştır.

Irak açısından bakıldığında da Türkiye ile ticaret kârlıdır. Türkiye’nin ürettiği ürünler kalite bakımından Avrupalı emsalleri ile rekabet etmektedir ve makul fiyatlar karşılığında satılmaktadır. Lojistik kolaylığı da Türk ürünlerini Irak pazarı için oldukça erişilebilir kılmaktadır. Saddam döneminde yıllarca süren savaş ve yaptırımlar, Saddam’ın düşüşünden sonra sürmekte olan istikrarsızlık, IŞİD’in ortaya çıkması ve IŞİD’e karşı mücadele ülkenin alt yapısına büyük bir zarar vermiştir. Türk inşaat şirketleri spor stadyumları, yeni yerleşim alanları ve elektrik üretme projeleri de dâhil olmak üzere Irak genelinde çalışmalar yürütmüştür. Irak halkı temel hizmetler için dahi Türk şirketlerine güvenmiştir. Ortak bildirgede, Türkiye’nin Irak altyapısının yeniden inşasına katkılarına yapılan atıflar, bu alanda Irak’ın beklentilerinin düzeyini göstermektedir.[12]

IŞİD ile mücadelenin yanı sıra petrol fiyatlarındaki düşüş ve bütçedeki kısıtlamalar Irak’ta pek çok projenin ertelenmesine ya da iptal edilmesine yol açmaktadır. Irak hükümeti petrol üretimini günde yaklaşık 4 milyon varile çıkarmış olsa da bu gelir hükümetin borçlarını ödemesi, şehirlerin yeniden inşasına ve elektrik üretimine yönelik yeni altyapı projelerine başlaması için yeterli değildir. Bu sorunlar Irak hükümetinin ve yerel şirketlerin Türk şirketlerine ödeme yapamadığı anlamına gelmektedir ve bu şirketler Irak’taki faaliyetlerini azaltmaktadır.[13] Bu sadece merkezi yönetim için değil Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) için de geçerlidir.

Erbil Ziyareti

Başbakan Yıldırım’ın Irak ziyaretinin ikinci günü KBY’de geçmiştir. Bağdat’la olduğu gibi Erbil ile ilişkiler de güvenlik sorunları ve ekonomik zorluklardan oldukça etkilenmektedir. IŞİD ile mücadele ve IŞİD’in kontrolü altına aldığı bölgelerden kaçan mülteciler, petrol fiyatlarındaki düşüşten ciddi biçimde etkilenen KBY bütçesine ağır bir yük binmesine yol açmıştır.[14] Güvenlik sorunları ve ekonomi birlikte dikkate alındığında KBY’ye yapılan bu ziyaret iki tarafın iş birliği mekanizmalarının tartışılmasını mümkün kılmıştır. PKK’nın KBY’de ve son zamanlarda Sincar’daki varlığı Irak’ta Türkiye’ye yönelik önemli güvenlik sorunlarından biridir. Türk bakanlar Başika askeri üssüne ziyarette bulunurken Türkiye Başbakanı Peşmerge’yi ziyaret etmiştir.

Güvenlik sorunları anlamında hem IŞİD ve hem PKK Türkiye’nin ve KBY’nin düşmanıdır. Bu bağlamda Ankara ve Erbil arasında bir iş birliğinden bahsedebiliriz. PKK’nın Sincar’daki varlığı Türkiye için bir güvenlik tehdidi, Barzani yönetimindeki KBY için de bir sorun oluşturmaktadır. Buna rağmen KBY’nin, Kürtlerin menfaatine karşı hareket ettiğine ilişkin olası eleştiriler nedeniyle PKK’yı KBY’den çıkarmak için her şeyi yapacak bir konumda olmadığı ve PKK’yı Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullandığı da iddia edilebilir.

PKK, KBY Peşmergesinin Ezidi azınlığı IŞİD’e karşı korumada başarısız olması üzerinden Sincar’daki varlığını meşrulaştırmaktadır. 2014 yılında Sincar’daki performansı Peşmerge’nin imajını zedelemiştir. IŞİD tehdidinin azalmasıyla Sincar’daki halkın bir kısmı PKK’nın ideolojisini ve yöntemlerini sorgulamaya başlamıştır. Bu argümanlara rağmen Sincar’da güvenlik çevresinde dramatik bir değişim için oldukça erkendir. Mevcut koşullarda KBY Peşmergesinin ya da Irak ordusunun Sincar’da PKK’yla ilişkili gruplara yönelik askeri bir operasyon yürütmesi olası değildir. Ezidileri Peşmerge ile iş birliği yapmaya ikna etmek daha gerçekçi bir seçenek olacaktır. Türkiye’nin Sincar’da PKK’nın varlığına son verilmesine yönelik baskısına rağmen KBY, Bağdat ve Ezidileri buna gerek olduğuna ikna etmek biraz zaman alabilir.

Irak’taki Bölünmeler ve Türkiye için Sorunlar

Türkiye’nin bakış açısından Irak’taki en önemli sorunlardan bir ülkenin hem toplum hem de siyasi aktörler anlamında parçalanmış bir yapıda olmasıdır. Merkezi yönetim ve KBY arasındaki ilişkinin zorluğunun yanında Irak merkezi idaresi ve KBY’de farklı etnik ve mezhepsel gruplar arasındaki anlaşmazlıklar Türkiye’nin Irak politikasının önüne zor seçenekler koymaktadır. Nitekim Türkiye tarafından yürütülecek herhangi bir siyaset Irak toplumunun bir kesimini tatmin edecek diğerlerini ise yabancılaştıracaktır.

Şii Araplar ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturmakta ve önemli ölçüde ülkenin orta ve güney kısmında yaşamaktadır. Irak’taki diğer gruplara karşı siyasal ve ekonomik avantajlarını koruma anlamında birlik olmuşlardır. Buna rağmen, ideolojik ve ekonomik konumları anlamında farklı Şii Arap grupları arasında uzlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bu anlaşmazlık Türkiye’nin Irak’taki Şii gruplara yönelik bir politika geliştirmesini daha da çetrefilli bir hale getirmektedir.

Sünni gruplar arasında daha derin anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Zira IŞİD bu durumdan önemli ölçüde fayda sağlamıştır. Saddam sonrası oluşan çevre ileri gelen Sünni siyasetçilere çok az seçenek sunmuştur: Ülkeyi terk etmek, suikasta kurban gitmek ya da önde gelen gruplarla iş birliği yapmak gibi. Bu önderlik ve birlik sorunları Irak’taki Sünni Araplar için hâlâ geçerlidir.

Irak Kürtleri de Saddam sonrası süreçte siyasi ve ekonomik avantajlarını koruma amacında ve bağımsızlığa doğru ilerleme arayışında olmuştur. Bu hedefin çekiciliğine rağmen IŞİD’in ortaya çıkışı KBY için ciddi bir güvenlik sorunu oluşturmuştur. Buna ek olarak petrol fiyatlarındaki düşüş ve Bağdat’tan bağımsız olarak petrol ihracatına ilişkin kısıtlamalar istenmeyen bir duruma yol açmıştır. Bu atmosfer KBY içindeki farklı Kürt gruplar arasındaki hizipleşmeyi açığa çıkarmıştır. Bağdat gibi Erbil de iç bölünmeler ve ekonomik sorunlarla mücadele etmektedir.

Türkmenler de IŞİD’in 2014 yılından bu yana Irak’ta ilerlemesinden etkilenmektedir. Türkmenler’in bölgesi IŞİD’den ve IŞİD’e karşı operasyonlardan zarar görmüştür. Irak’taki farklı etnik ve mezhepsel gruplar arasında yukarıda bahsedilen bölünmeler Türkmen azınlıklar için de geçerlidir. IŞİD’in ortaya çıkması ve IŞİD’e karşı mücadele Türkmenler arasında sekter bir uçurum oluşturmuştur.

Irak’ın parçalanmışlığını gösteren bu fotoğraf dikkate alındığında Türkiye için ülkedeki farklı grupları tatmin edecek politikalar geliştirmek kolay değildir. Türkiye, böylesi bir atmosferde bölgedeki kendi güvenlik çıkarlarına öncelik vermektedir. Buna ek olarak, olumsuz ekonomik görüntüye rağmen Irak ile ticaretini korumaya çalışmaktadır. Bölgesel koşullar ve iç istikrarsızlık, Irak ve Türkiye arasındaki güvenlik ve ekonomi alanlarında yürütülen iş birliğinde çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Şimdi bu dönemi sonlandırma ve yeni bir dönemi başlatmaya yönelik daha umut verici sonuçlar sağlaması muhtemel çabalara tanıklık ediyoruz.

Sonuç olarak, Türkiye Başbakanı’nın Irak ziyareti iki ülke arasındaki gerilimi azaltmaya yönelik olarak atılmış olan bir başka adımdır. Ancak iki ülke arasındaki anlaşmazlıklar sadece bu ziyaretle sona ermeyecektir. Iraklı yetkililerin Türk bakanların Başika askeri üssüne ziyaretine ilişkin eleştirileri bunun göstergesidir. Bu anlaşmazlıklardan bazıları ikili ilişkileri etkilemeye devam edecektir. Ziyaret sırasında yapılan ortak bildiri ise, iki başkentin de teröre karşı birlikte çalışması ve birbirini suçlamaktan kaçınması gerektiğinin farkında olduğunu belirtmektedir. Güvenlik sorunları ve ekonomik zorluklar iki ülkeyi birbirine doğru itmektedir. İki ülkenin siyasetçileri arasındaki diyalog her iki ülkede de toplumsal düzeye olumlu bir biçimde yansıyacaktır. Siyasi figürler arasındaki olumsuz atmosfer her iki tarafta da olumsuz algılara yol açmaktadır. Irak’taki ve bölgedeki sorunların ölçeği gelecekte Ankara ve Bağdat arasında kesinlikle başka sorunlara da gebedir. Ancak şimdilik, bu ziyaret her iki tarafın da bu sorunların üstesinden gelmek için birbiri ile konuşma niyetinde olduğunun sinyallerini vermektedir.

Referanslar

[1] “Başbakan Yıldırım Irak’ta.” Anadolu Ajans. 07.01.2017 http://aa.com.tr/tr/gunun-basliklari/basbakan-yildirim-irakta/721983

Başbakan Yıldırım’a Ekonomiden Sorumlu Bakan Nihat Zeybekçi, Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Sanayii ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık eşlik ediyordu.

[2] “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı Haydar El İbadi telefonda görüştü” CNN Türk. 30.12.2016. http://www.cnnturk.com/turkiye/cumhurbaskani-erdogan-irak-basbakani-haydar-el-ibadi-telefonda-gorustu

[3] “Iraq’s Abadi takes anti-PKK stance before Yıldırım’s visit.” Hürriyet Daily News. 04.01.2017. http://www.hurriyetdailynews.com/iraqs-abadi-takes-anti-pkkstance-before-yildirims-visit.aspx?PageID=238&NID=108119&NewsCatID=352

[4] “Türkiye ve Irak’tan Ortak Bildiri” Yeni Şafak. 07.01.2017. http://www.yenisafak.com/dunya/turkiye-ve-iraktan-ortak-bildiri-2593175

[5] “Bakanlarımız Başika Kampı’ndaki askerlerimizle bir araya geldi ” NTV. 08.01.2017. http://www.ntv.com.tr/turkiye/bakanlarimiz-basika-kampindaki-askerlerimizle-bir-araya-geldi,dJ8c0_55RE6F7Mk7aF3VXQ

[6] “Irak: Türk askerleri Başika’dan hemen çekilmeli” BBC Türkçe. 05.12.2015. http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151205_irak_musul_turkiye

[7] “Irak Hükümeti PKK’ya Silah Verecek” Hürriyet. 30.11.2016. http://www.hurriyet.com.tr/irak-hukumeti-pkkya-silah-verecek-40292284

[8] “Irak Başbakanı İbadi’den PKK’ya uyarı” Ensonhaber. 03.01.2017. http://www.ensonhaber.com/irak-basbakani-ibadiden-pkkya-uyari-2017-01-03.html

[9] “İbadi: Musul’u IŞİD’den Almak 3 Ay Sürer” İlkehaber. 27.12.2016. http://www.ilkehaber.com/haber/ibadi-musulu-isidden-almak-3-ay-surer-41469.htm

[10] “Dışişleri Bakanlığı’ndan Bağdat’a önemli ziyaret” TRT Haber. 17.10.2016. http://www.trthaber.com/haber/gundem/disisleri-bakanligindan-bagdata-onemli-ziyaret-277393.html

[11] Irak’ın Ekonomisi” Türkiye Dışişleri Bakanlığı. 15.1.2017. http://www.mfa.gov.tr/irak-ekonomisi.tr.mfa

[12] “Türkiye ve Irak’tan ortak bildiri” TRT Haber. 07.01.2017. http://www.trthaber.com/haber/gundem/turkiye-ve-iraktan-ortak-bildiri-292609.html

[13] “Türk müteahhitlerinin Irak’taki ‘alacak’ sorunu çözülüyor!” Milliyet. 26.08.2016. http://www.milliyet.com.tr/turk-muteahhitlerinin-irak-taki-ekonomi-2301441/

[14] “KRG slashes payroll to stave off budget collapse.” Iraq Oil Report. 04.02.2016. http://www.iraqoilreport.com/news/krg-slashespayroll-stave-off-budget-collapse-17923/