Özet: Irak’ın Irak Şam İslam Devleti’ni (IŞİD) yenilgiye uğratmasının ardından başlıca gündemi, 2014 yılında IŞİD’in ortaya çıkmasının ardından ülkenin tanıklık ettiğine benzer bir senaryonun tekrarlanmasından kaçınmak ve ülkeyi yeniden inşa etmektir. Bu noktada Kuveyt, Başbakan Haydar İbadi hükümetinin çabalarına destek vermek üzere, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Bankası’nın da katılımıyla Irak’ın yeniden inşasına ilişkin bir konferansa ev sahipliği yapmıştır. Irak hükümeti burada, katılımcıları ülkenin yeniden inşasına katkıda bulunmaya ikna etmek üzere yeniden inşa çabalarına ilişkin bir yol haritası açıklamıştır. Ancak katılımcılar tarafından taahhüt edilen meblağ Irak’ın ihtiyaç duyduğunun hayli altındadır. Bağışçıların bu dönemde cömert olmamalarının birkaç nedeni vardır. Bu nedenler arasında uluslararası toplumun son yirmi yıl içerisinde Irak’ta harcadığı paraya ilişkin tükenmişlik, Irak’ın doğal kaynakları ve yolsuzluk sorunu sayılabilir. Her şeye rağmen, yetmişten fazla ülkenin ve bazı uluslararası kuruluşların temsilcilerinin varlığı uluslararası toplumun Irak’la dayanışma içerisinde olduğunu göstermektedir. Bölge ülkeleri savaştan zarar görmüş komşularının yeniden inşası konusuyla diğerlerinden daha ilgili görünmektedir. Irak’ın ve uluslararası toplumun çıkarları, ülkenin yeniden inşası ve IŞİD gibi terör gruplarının ortaya çıkardığı kâbus senaryoları ile güvenlik konuları ve mülteci akışının da sebep olduğu sorunları önlemek konularında örtüşmektedir.

Giriş
Irak’ın Yeniden İnşası ve Kalkınması Uluslararası Kuveyt Konferansı 13-15 Şubat 2018 tarihleri arasında Kuveyt’te gerçekleşmiş, yetmişten fazla ülkeden temsilciyi ülkenin yeniden inşasında ihtiyaç duyulan desteği Irak’a sağlamak üzere bir araya getirmiştir. Sadece hükümetler değil aynı zamanda Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar ve Irak’ın yeniden inşasındaki fırsatlarla ilgilenen uluslararası şirketler de konferansa katılmıştır. Irak’ta insanların on yıllardır çektiği acı ve bu ülkeden kaynaklanan güvenlik tehditleri yıllardır uluslararası toplumun gündeminde üst sıralarda yer almaktadır. IŞİD’in ortaya çıkışı ve ona karşı verilen mücadele ülkenin zaten kırılgan olan altyapısına da ciddi bir biçimde zarar vermiştir. Kuveyt, benzer bir senaryonun gelecekte yeniden ortaya çıkmasını engellemek üzere, BM ve Dünya Bankası’nın desteği ile ülkeleri, uluslararası kuruluşları ve Irak’ta yatırımları olan uluslararası şirketleri bir araya getirmeye ön ayak olmuştur.

Tarihin Bir İronisi

Irak’ın yeniden inşası için uluslararası bir konferansın 1990 yılında Saddam rejiminin işgalinden çok çekmiş olan Kuveyt’te yapılmış olması ironiktir. 1990 yılı, bölge ve dünya tarihinde bir dönüm noktasıdır. Irak, 1990-1991 yılları arasında ülkeyi işgali sırasında verdiği zarar nedeniyle Kuveyt’e hâlâ yüklü bir meblağ borçludur. Kuveyt, Irak’ın Kuveyt’i işgalinden ve Körfez Savaşı’ndan önce dahi, İran-Irak savaşı sırasında Irak’a milyarlarca dolarlık kredi vermiştir. Irak’ın Kuveyt’e ve diğer Körfez ülkelerine olan borcu bu işgalin nedenlerinden biridir. Tüm bu tarihi göz önünde bulunduran Kuveytli liderler sıkıntılarla boğuşan komşularının yeniden inşasına katkıda bulunmak üzere çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Bölge ve dünya açısından sosyal, ekonomik ve güvenlik sonuçları anlamında Irak’ın sorunlarının dallanıp budaklanması pek çok aktörün bu konferansa katılımı hususunda ilgilenmesine yol açmıştır. Kuveytli liderler bu zorlukları ve bölge ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkları dikkate alarak inisiyatif almıştır. Bu tür bir konferansa ev sahipliği yapmak Kuveyt’in bölge politikasına uygundur. Kuveyt Emiri geçtiğimiz yıl Katar ve diğer bazı Körfez ülkeleri arasındaki kriz süresince uzlaştırıcı bir rol oynama arayışında olmuştur. Kuveyt liderliği aynı zamanda tüm dünyada kriz içindeki ülkelere insani yardım sağlamada da önemli bir rol oynamaktadır.

Son birkaç yıldır, IŞİD’in ortaya çıkması ve ona karşı mücadele nedeniyle uluslararası toplumun gündeminde Irak yer almaktadır. Bu gelişme Irak’ın pek çok kısmında ancak önemli ölçüde Sünnilerin yaşadığı bölgelerde devasa yıkımlara neden olmuştur. Ülke içinde ve ülke dışına doğru olarak yerinden edilmiş insanların perişanlığı ve Irak’ın ekonomik koşulları diğer ülkelerin yardımını gerektirmektedir. IŞİD gibi aşırı grupların, hükümetin halkına temel hizmetleri sağlamadaki başarısızlığından ve devlet ile toplumun çeşitli kesimleri arasında bir bağı sürdürememesinden ortaya çıkmış olduğunu hatırda tutmalıyız. Bu başarısızlığın Bağdat’taki bazı siyasetçilerin sekter tutumlarıyla oldukça ilgisi vardır. Bugünlerde Iraklı siyasetçiler arasında mezhepçi bir gündemden sakınma konusunda yaygın bir anlayış vardır. Ancak gelecekteki Irak hükümetleri kentlerin yeniden yapılandırılmasına yönelik kapsamlı bir plan oluşturmada başarısız olur ve farklı etnik ve mezheplerden vatandaşların beklentilerini karşılayamazsa gelecekte de benzer sorunlar ortaya çıkacaktır.

İran’ın Irak üzerindeki etkisi ve Sünnilerin yaşadığı alanlardaki yıkım dikkate alındığında, Irak’ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler geliştirme telaşıyla, Bağdat ve komşu Arap ülkeleri arasında irtibatın artmakta olduğuna tanık olmaktayız. Sorunların üstesinden gelmek için birlikte çalışma konusunda müşterek ilginin bir işareti olarak geçtiğimiz yıl karşılıklı üst düzey ziyaretlerde bulunulmuştu. Bağdat’ın ve özellikle Başbakan İbadi’nin bakış açısıyla, diğer komşularla ilişkilerin iyileştirilmesi İran etkisini dengelemenin iyi bir yoludur. Petrol ihracatındaki artışa rağmen Irak’ın kaynakları ülkeyi mümkün olan en kısa zamanda yeniden inşa etmeye yeterli değildir. Komşu devletlerin bakış açısıyla, ülkenin yeniden imarına katkıda bulunmak ve Irak halkının kalplerini ve akıllarını kazanmak, Irak’taki İran’ı dengeleme çabalarına katkı sağlayacaktır.

Şiilerin ağırlıkta olduğu Bağdat’ın, ülkenin güneyi ile kıyaslandığında Irak’ta Sünnilerin yaşadığı alanların petrol bakımından yoksul olduğunu dikkate alarak, Sünnilerin yaşadığı alanların yeniden inşasına öncelik vermiyor olduğu genel kabul görmektedir. Sünni nüfusun bazı kesimlerinin geçmişte IŞİD’e verdiği destek de bazı Iraklılar tarafından hatırlanmakta ve bu insanlar IŞİD’in işgaline uğramış alanların yeniden inşası için para harcamak için acele etmemektedir. Musul gibi bazı kentlerdeki yerel yetkililer yeniden yapılanma için para istediğinde “Körfezdeki dostlarının yanına gitmeye” teşvik edilmektedir.[1]

Yeniden İnşa İhtiyacı

IŞİD’in ve IŞİD’e karşı mücadelenin yanında koalisyonun hava saldırıları ile intihar eylemleri Musul’da büyük yıkımlara yol açmıştır. BM’nin tahminlerine göre sadece Musul’da 40,000 civarında ev harap olmuştur ve yeniden inşa edilmesi gerekmektedir.[2] Iraklı yetkililer ve Dünya Bankası uzmanlarının tahminlerine göre ise Irak’ın tümünde sadece konutların yeniden inşası için 17 milyar dolar gerekmektedir.[3] Irak Başbakanı İbadi ise ülkenin tüm projeler için toplam 88,3 milyar dolara ihtiyacı olduğunu belirtmiştir. Bu devasa bir tutardır ve Iraklı yetkililer bütçelerinin bunu karşılamaya yetmeyeceğini açık bir biçimde ifade etmektedir.

Iraklı yetkililer, yeniden yapılandırma planlarına göre öncelikle istihdam sağlama ve yerinden edilmiş insanların yurtlarına dönmeleri için temel ihtiyaçlar olan hastane, okul, ev, yol ve telekomünikasyon altyapısının yeniden imarına ve geliştirilmesine ağırlık vereceklerini belirtmektedir.[4] IŞİD’den temizlenmiş bölgelerde güvenlik koşulları şu anda görece istikrarlıdır. Ancak Irak’ın büyük bir kısmında elektrik ve su gibi temel hizmetler sağlanamamakta, bu da ülke içinde yerinden edilmiş insanların evlerine dönüşüne engel olmaktadır. Bu hizmetlerin bulunmamasının yanında, işsizlik sorunu da yerinden edilmiş Iraklıların evlerine geri dönmelerinin önündeki bir başka engeldir. Irak hükümeti bu problemlere çözüm olmak üzere Kuveyt Konferansı için 157 yeniden yapılandırma projesi hazırlamıştır. Irak’ın İmar Bakanı Kuzey Abdülfettah ülkesinin 22 milyar doları acil olmak üzere 88 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu belirtmiştir.[5]

BM ve Diğer Uluslararası Kuruluşların Rolü

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Konferans’a katılmış ve yeniden yapılanmayı hızlandırmak üzere bir program başlattıklarını duyurmuştur. BM bu bağlamda, bu programın ilk yılı için 1 milyar dolar kullanmak üzere başvuruda bulunmuştur. Guterres, uluslararası toplumun Irak halkına borcu olduğunu ve Irak halkıyla dayanışma içinde olduklarını belirtmiştir. BM’nin Irak’a yönelik planlarında çarpıcı olan, bir taraftan yeniden yapılanmaya, diğer tarafta şiddetin tekrar ortaya çıkmasını engellemeye yönelik stratejisine ağırlık vermesidir.[6] Bunu sağlamak için siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklara tam olarak riayet edilmelidir. Dünya Bankası’nın da Irak’taki 1,5 milyondan fazla yoksul ailenin yaşam koşullarını iyileştirmek için 300 milyon dolarlık bir projesi vardır.

Irak hükümetinin BM ve Dünya Bankası ile iş birliği içinde ülkenin yeniden yapılandırılmasına yönelik planları, ülkenin farklı ihtiyaçlarına göre kısa, orta ve uzun vadeli perspektifler sunmaktadır. Bu plan ve projelerde okulların, hastanelerin, yolların, su ve elektrik altyapısının inşasına öncelik verilen yedi vilayet (Enbar, Babil, Bağdat, Diyala, Kerkük, Ninova ve Selahaddin) hedeflenmiştir. Dünya Bankası bu projelere ek olarak, ülkenin yeniden inşasında gelişme sağlamak için istihdam olanakları yaratmak ve olumlu bir çevre oluşturmak amacıyla teknik destek sağlamayı hedeflemektedir.[7] Dünya Bankası, Irak’ın ağırlıklı petrol bağımlılığının kademeli olarak azalarak sürdürülebilir ekonomik gelişmeye izin verecek bir iş çevresine dönüşmesine katkıda bulunmaya çalışmaktadır.

Konferanstan önce Irak hükümeti, bu etkinlikten mümkün olduğu ölçüde fayda sağlamak ve ülkeleri, uluslararası kuruluşları ve özel yatırımcıları yatırım ve bağış yapmaya ikna etmek için ülkenin farklı kısımlarındaki ihtiyaçları, yeniden yapılandırma çabalarına katkı sunacak kurumsal mekanizmaları, mali stratejileri ve izlenecek adımları tanımlayan kılavuzlar hazırlamak için yoğun bir çaba harcamıştır.[8] Bu hazırlık İbadi hükümetinin yeniden yapılandırma işini oldukça ciddiye aldığını ve görevini yerine getirmeye çalıştığını göstermektedir.

Irak’ın yeniden yapılandırılması için taahhüt edilen farklı biçimlerdeki rakamların toplamı 30 milyar dolara ulaşmıştır. Bu meblağ içindeki paranın yüzde 90’ı yeniden yapılandırma için kredi olarak teklif edilmiştir. Bu tutarda Kuveyt, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi komşu ülkelerin katkıları başı çekmektedir. Türkiye’nin destek sözü İran tarafından vaat edilen sınırlı meblağ göz önünde bulundurulunca dikkate değerdir. Bu, Irak ve Orta Doğu’ya ilişkin farklı perspektifler içinde değerlendirilebilir. Türkiye, bölgenin işler devlet yapılarının yeniden inşasında kendi açısından çıkarı olduğunu düşünmektedir.

Taahhüt edilen meblağ Iraklı yetkililerin aradıklarının üçte biri kadar olsa da Irak’la ve ülkenin yeniden inşa çabalarıyla dayanışmayı göstermesi bakımından önemlidir. Devletlerden gelen desteğin yanı sıra çeşitli sivil toplum örgütleri de Irak’taki projelere 330 milyon dolar taahhütte bulunmuştur.

BM ve Iraklı siyasetçilerin çağrılarına rağmen, uluslararası toplumun üyelerinin pek çoğu Irak’ın sorunlarından kaynaklanan mali taleplerden kendilerini tükenmiş hissetmektedir. Pek çoğu 2003 yılındaki işgalin ardından Irak’ın yeniden yapılandırılması için kayda değer ödemeler yapmıştır ve bugün benzer bir ödemeyi tekrar istekli bir biçimde yapacak konumda değildir. Bu bağlamda ABD’li yetkililer bu yılın başında birkaç küçük işletmeye, temel kuruluşları eski haline getirmek için zaten 150 milyon dolar bağışta bulunmuş olduklarını, daha fazla katkı duyurusunda bulunmayı planlamadıklarını en başından belirtmiştir. Uluslararası toplumun bu isteksizliği Irak’ın devasa doğal kaynaklara sahip olduğu ve kendi yeniden yapılanmasını finanse edecek bir konumda bulunduğu inancıyla ilişkilidir. Bu nedenle vaat edilen destek, Irak’ın uzun vadede geri ödeyebileceği inancıyla, önemli ölçüde kredi biçimindedir. Irak’ın ulusal borcu yaklaşık 122 milyar dolar civarındadır.[9] Ülkenin yeniden inşasına yönelik projelerin finanse edilmesi için sağlanan krediler bu borcu artıracak ve finansal istikrara ilişkin bir soru işareti olacaktır.

Yolsuzluk Sorunu

Irak’ın yinelenen yıkımına ek olarak uluslararası toplumu finansal olarak katkı sağlamaktan caydıran bir diğer sorun da yolsuzluktur. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yıllık Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre, Irak yolsuzluk anlamında 176 ülke arasında 166. sırada yer almaktadır.[10] İbadi hükümeti bağışçılara katkılarının doğru amaçlar için harcanacağı güvencesi vermek üzere yolsuzlukla mücadele etmek için bazı önlemler alacağı sözü vermiştir. IŞİD’in bozguna uğratılmasının ardından İbadi “bir sonraki savaşın yolsuzluğa karşı olacağını” belirtmiştir.[11] Bağışçılar ve yatırımcılar için en önemli önceliklerden biri söz verilen bu reformların hayata geçirilmesi olacaktır.

Pek çok kişi Irak’ın petrol rezervini ülkenin yükünü hafifletebilecek tek gerçek kaynak olarak görmektedir. Son birkaç yıldır artmakta olan petrol çıkışı ve ihracatı iyileşme umutları açısından olumlu işaretlerdir. Ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan temsilcilerin Kuveyt Konferansı’nda bulunuşuna ek olarak bazı uluslararası şirketlerin temsilcilerinin de Konferans’a katılmış olması bu fırsatların bir yansımasını işaret etmektedir. 148 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervi olan Irak’ın ihracatının yaklaşık yüzde 99’unu da petrol oluşturmaktadır. Irak, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) en önemli aktörlerinden birisidir.[12]

Irak hükümeti açıklamış olduğu 88 milyar dolar hedefine ulaşamamış olsa da Kuveyt’teki konferans uluslararası toplumun, bazı çekinceleri olmakla birlikte, Irak’ın yeniden yapılandırılmasına ilgi duymakta olduğuna işaret etmektedir. Konferans hakkında diğer bir önemli husus, yakın geçmişi göz önünde bulundurarak neredeyse hiçbir aktörün Irak’a finansman sağlamak istememesidir. Irak, altyapısı tekrar tekrar harap olmasına rağmen, potansiyel doğal rezervleri ile pek çok ülkeyi ve kuruluşu Bağdat’a uzun vadede geri ödemek üzere kredi sağlamanın daha iyi olduğunu düşünmeye sevk etmiştir. Konferans’ın bir diğer önemli sonucu Irak’ın yeniden yapılandırılmasına komşu ülkelerin ilgisidir. Uluslararası toplumun diğer üyelerine kıyasla, Irak’ın komşularının pek çoğu daha büyük meblağlarda bağışlarda bulunmuştur. Bu durum onların Irak’ın yeniden inşasında siyasal ve ekonomik anlamda bu katkıları bölgenin faydasına görüyor olduklarını göstermektedir. Yolsuzluk düzeyi, ülkeleri ve yatırımcıları caydırmaktadır. İbadi, bu sorunların üstesinden gelmek için projelerin ve kredilerin yakından, dikkatlice incelenmesi sözü vermektedir. İbadi’nin popülaritesi yeniden inşa çabalarının hızı ve etkililiği ile ilişkilidir. Son birkaç yıldır Irak’ta olanların trajik bir biçimde tekrarlandığına tanık olmamak için Iraklı kuruluşların da uluslararası toplumun da birbirine ihtiyacı vardır.

Referanslar

[1]  “After ISIS, Iraqi cities in ruins with little cash to rebuild.” CBS News, 28 Aralık 2017. Erişim tarihi 10 Mart 2018. https://www.cbsnews.com/news/after-isis-cities-mosul-iraq-in-ruinswith-little-cash-to-rebuild/

[2] “Kuwait summit promises $30 billion in Iraq reconstruction aid.” DW, 14 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://www.dw.com/en/kuwait-summit-promises-30-billion-in-iraqreconstruction-aid/a-42586658

[3] Robinson, Julian “Iraq’s £65 BILLION repair bill: Baghdad says war with ISIS has left more than 138,000 houses damaged and 2.5 million Iraqis are still displaced.” Daily Mail, 13 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://www.dailymail.co.uk/news/article-5380959/Devastated-Iraqseeks-90-billion-reconstruction.html

[4] “Aid pledges in Kuwait conf. exeeded expectations – Iraqi PM.” KUNA, 16 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. https://www.kuna.net.kw/ArticleDetails.aspx?id=2691993&Language=en&source=sum#

[5] Chmaytelli, Maher ve Hagagy, Ahmed. “Iraq says reconstruction after war on Islamic State to cost $88 billion.” Reuters, 12 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. https://www.reuters.com/article/us-mideast-crisisiraq-reconstruction/iraq-says-reconstructionafter-war-on-islamic-state-to-cost-88-billionidUSKBN1FW0JB?utm_source=34553&utm_medium=partner

[6] “Activities of Secretary-General in Kuwait, 13-15 February.” United Nations, 2015 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. https://www.un.org/press/en/2018/sgt3203.doc.htm

[7] “World Bank’s Commitment to Iraq Reaches $4.7 Billion.” World Bank, 14 Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://www.worldbank.org/en/news/press-release/2018/02/13/worldbanks-commitment-to-iraq-reaches-us47-billion

[8] “Iraq Construction & Investment Part 1: Reconstruction and Development Framework.” Kuwait International Conference for the Reconstruction of Iraq, Şubat 2018. Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://kicri.gov.kw/media/iraq_reconstruction_part1_v2.pdf

[9] “IMF Executive Board Completes Second Review of Iraq’s Stand-By Arrangement and the 2017 Article IV Consultation.” Uluslararası Para Fonu, 1 Ağustos 2017, Erişim tarihi 10 Mart 2018. https://www.imf.org/en/News/Articles/2017/08/01/pr17311-imf-executive-boardcompletes-second-review-of-iraq-sba-and-the2017-article-iv-consultation

[10]Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün web sayfalarına bakınız: https://www.transparency.org/country/IRQ

[11] “Abadi Promises War on Corruption.”, Iraq Business News, 23 Kasım 2017, Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://www.iraq-businessnews.com/2017/11/23/abadi-promises-war-oncorruption/

[12] “Iraq facts and figures.” Organization of the Petroleum Exporting Countries, Erişim tarihi 10 Mart 2018. http://www.opec.org/opec_web/en/about_us/164.htm