(Bu metin İngilizce orijinal versiyonundan tercüme edilmiştir.)

Özet: Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki (IKB) başlıca güç merkezlerinden biri olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Temmuz 2021’den beri eş başkanları arasında bölgedeki iktidarı daha da dağıtıp liderlik boşluğunu genişleten ciddi bir çekişmeye tanık oldu. KYB içindeki gelişmeler partinin iç yönetimini ciddi anlamda etkilemekle kalmayıp tüm bölgenin siyaset sahnesi ve iktidar yapısını da etkilemeye devam edecek. Bu uzman görüşü yazarların kişisel gözlemleri ve Süleymaniye ve Erbil’deki siyasetçilerle yapılan yapılandırılmamış mülakatlara dayanarak Bafel Talabani’nin Lahur Şeyh Cengi’yi zayıflatıp sonunda Temmuz 2021’de partiden tasfiye etme kararının Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile KYB’yi geçici olarak birbirlerine yaklaştırdığını ancak Kürdistan’ın Süleymaniye bölgesindeki yönetim ve otoriteyi daha da parçaladığını savunuyor.

KYB İçi Güç Mücadelesinin Arka Planı

Her ne kadar Celal Talabani’nin liderlik tarzı bölünmeleri kontrol altında tutmuşsa da 1975’teki[i] kuruluşundan bu yana Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) içinde parçalanma ve hizipçilik hep mevcuttu. Fakat parti 2000’lerin sonunda bazı sarsıntılı dönemler yaşayıp ciddi çatlaklar geçirdi. Bunların en önemlisi parti içinde ana güç ve karizmatik bir lider olan Nevşirvan Mustafa’nın partiden ayrılıp 2009’da Ömer Said Ali, Hama Tevfik Rahim, Kadir Hacı Ali ve Osman Hacı Mahmud gibi partinin tanınmış diğer bazı üyeleriyle Goran (Değişim) Hareketi’ni kurma kararıydı. Goran 2009 parlamento seçimlerinde 111 sandalyeden, çoğu Süleymaniye vilayetinde KYB’nin daha önce kontrol ettiği bölgelerden gelen 25 sandalye kazandı. O zamanlar daha yeni kurulmuş bir yapıya oy ve sandalye kaybetmek KYB’ye zarar vermiş görünüyordu ve belki de KDP yönetiminin 2003 sonrası kurulan güç dengesini yeniden gözden geçirmeye başlamasına yol açtı. KDP ve KYB, KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ve KYB Genel Sekreteri Celal Talabani arasında güç paylaşımı yapıp KDP-KYB savaşının 1998’de sona ermesinin ardından kurulan iki ayrı yönetimi birleştirmek için bir anlaşma imzaladı. Anlaşma 2005’ten sonra bir koalisyon hükümetinin kurulmasıyla sonuçlandı. Bunun neticesinde Barzani IKB Başkanı (2005-2017) olurken Talabani, çoğunlukla sembolik bir makam olan Irak Cumhurbaşkanlığına Kürt kökenli birinin getirilmesi geleneğine binaen Irak Cumhurbaşkanı (2005-2014) oldu.

KYB bu ve başka bazı ciddi şoklara dayanmış görünse de fay hatlarının yüzeye kadar çıkmasıyla parti daha fazla bölünmeye mahkûmdu. Daha da önemlisi, 2012’de Talabani’nin sağlığı kötüye gitti ve ardından Ekim 2017’de vefat etmesi, parti içindeki çeşitli hizipler arasında yoğun bir güç rekabetine yol açtı. Bunun sonucunda KYB etkili ve bütüncül kararlar verme yetisini iyice kaybetti. Bu durum mesela KYB yetkililerinin birbiriyle çelişen beyanlarda bulunduğu 2017 referandumuna ilişkin duruşuna açıkça yansıdı. Lahur ve Bafel referandumun ertelenmesinden yanayken KYB’nin Genel Sekreter Başyardımcısı Kosrat Resul, Kerkük Valisi Necmeddin Kerim ve Peşmerge 70. Bölük Komutanı Şeyh Cafer gibi geleneksel liderlerinin hepsi referandumun zamanına ve tarzına destek verdi.[ii] Bunun gibi bölünmeler KYB’nin güç dengesini ve daha da önemlisi KDP ile olan güç paylaşımı anlaşmasını sürdürebileceği konusunda şüpheler doğurdu.

Aralık 2019’daki KYB Kongresi parti için eş başkanlık sistemine zemin hazırladı. Parti içinde farklı hizipler arasında yıllar boyunca süren rekabet ve Talabani’nin kötüleşen sağlığı ve ardından Ekim 2017’deki ölümü nedeniyle oluşan liderlik boşluğuyla geçen yıllardan sonra Şubat 2020’de Bafel Talabani ile Lahur Cengi KYB’nin eş başkanları olarak seçildi. Lakin Kongre partinin iç bölünme ve çatışmalarını çözemedi. O dönemde KYB içinde üç ana hizip vardı: Lahur liderliğindeki hizip, Bafel liderliğindeki hizip ve Kosrat Resul ile Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i izleyen hizip. Bu bölünmeler farklı ideolojik veya örgütsel ayrılıklardan ziyade güç ve partiyi kontrol etme mücadelesinden kaynaklanıyordu. Bu dinamikler bir araya gelerek partiyi o kadar parçaladı ki iki eş başkan arasında çatışma (hatta silahlı çatışma) ihtimaline hiç bu kadar yaklaşılmamıştı. Eş başkanlık sistemini benimsemek parti içindeki ideolojik veya örgütsel bir değişimin yansıması değil Talabani ailesinin yönetimi sürdürme ile Lahur’un yükselen gücüyle uzlaşma arasında kalınan ikilemin bir sonucuydu.

Bu yılın Temmuz ayının başında Bafel Talabani ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakan Yardımcısı olan kardeşi Kubad Talabani KYB’nin istihbarat teşkilatı ve terörle mücadele biriminin başkanlarını değiştirdi. KDP-Bafel arasındaki çıkar yakınlaşmasının bir yansıması olarak IKB Başkanı Neçirvan Barzani bu tayin kararlarını hızla imzaladı. KYB’nin istihbarat ve terörle mücadele birimleri pratikte IKB Başkanı’na karşı sorumlu olmasa da resmi olarak IKB sisteminin birer parçası ve üyeleri de yönetimin memurlarıdır. Önceki başkanlar Lahur Talabani’ye yakından bağlıyken onun bu kurumlar üzerindeki hakimiyeti iktidarı için kritik olduğundan yerlerine Bafel’e sadık yeni başkanlar getirildi. Siyasi otoritenin bu şekilde Bafel’e geçmesine ek olarak Lahur’la bağlantılı yeni bir medya kanalı olan iPLUS büroları 13 Temmuz’da ekipmanları kırıp kalanlara el koyan ve bazı çalışanları da gözaltına alan güvenlik güçlerince basıldı.[iii] Kanalın yakında yayın yapmaya başlaması planlanıyordu. Dahası Bafel, Lahur’u kendisini ve aralarında kayınpederi Mele Bahtiyar’ın da bulunduğu bazı KYB liderlerini zehirlemekle de suçladı. Mele Bahtiyar’ın zehirlendiği doğrulandı ve Bahtiyar tedavi için önce Ürdün’e ardından da Almanya’ya götürüldü.[iv] Kasım başlarında KYB Siyasi Bürosu Bafel’in Lahur ile ona yakın üç kişiyi partiden ihraç etme kararını doğruladı. Bu isimler KYB’nin Irak parlamentosundaki grubunun eski başkanı Ala Talabani ve KYB Başkanlık Konseyi’nin iki üyesi Jino Muhammed ile Şadman Mele Hasan’dı.[v] Şimdi Bafel’in bir sonraki hamlesi eş başkanlık sistemini resmen lağvetmek. Yeni sistem muhtemelen Bafel ile biri Erbil diğeri Kerkük’ten olmak üzere iki yardımcısı tarafından idare edilecek.[vi] Temmuz’dan bu yana Bafel, sadece KYB genel başkanı değil Süleymaniye’de üst düzey bir idari yetkili olarak da hareket etti. Mesela kentteki bir kamu üniversitesinin aylık burs talep eden öğrencilerine karşılık olarak “kendi cebinden”[vii] öğrencileri destekleyip yeni bina ve yurtlar yaptırma sözü verdi.