Özet: Ortodoks Hristiyanlık muhtemelen Rusya’nın tüm kültürel yelpazesinin temellerini oluşturuyor. Rusların çoğunluğu, kendisini Doğu Hristiyan geleneğine yakın hissetmekte ve çeşitli derecelerde bununla özdeşleştirmektedir de. Dolayısıyla Ortodoksluk kaçınılmaz bir şekilde toplum üzerinde derin bir etkiye sahip. Öte yandan Rus Ortodoks Kilisesi kendisini aktif bir siyasi güç olarak değil, büyük ölçekli siyasi meselelerden uzak, ruhani bir kurum olarak tanımlıyor. Ancak yine de Rus Ortodoks Kilisesinin siyasi elitler açısından kayda değer bir etkisi olduğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda “Ortodoksluk meselesi”, Sovyet sonrası Rusya’da her geçen gün biraz daha derinleşerek Rus hükümetinin, kendi iç ve dış politikalarını Rus halkına net bir şekilde yansıtan ideolojik değerleri öne çıkarması açısından kullanışlı bir araç hâline gelmiştir. Şimdilerde ise Suriye, “Ortodoks faktörünü” kullanmak için en uygun platform gibi görünüyor. Bu analiz, Rus ordusunun yaptığı askeri operasyonların esas amacının Suriye’deki Hristiyan nüfusunu korumak olup olmadığını tartışmayacak. Çünkü asıl mesele bu değil. Öte yandan hiç kuşku yok ki yapılan askeri operasyonların Rus toplumunun gözünde meşrulaştırılması için Suriye’deki Ortodoks nüfusunun korunduğu şeklindeki söylem repertuvarı, Kremlin’in sıklıkla başvurduğu işlevsel bir araç haline gelmiştir. Böylece modern Rus kimliğinin temel bir unsuru olarak Ortodoksluk, Rus yönetiminin Suriye’deki eylemlerini meşrulaştırmasının bir aracı şeklinde değerlendiriliyor.