Özet: Bu makale; devlet-dışı silahlı aktörlerin, son yıllarda şiddetle karşı çıktıkları aşırı merkezi idari yapı ve siyasal düzenlere entegrasyonun ne ölçüde mümkün olabileceğini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra makalede, devlet-dışı silahlı aktörlerin hangi düzeylerde kurulduğu ve buna bağlı olarak da revize edilmiş veya bütünüyle yeniden yapılandırılmış siyasal düzenlerin önemli sacayakları haline geldiği örnekler incelenecektir. Makalenin konusu; başlangıç itibarıyla silahlı grupları sıkıştırıp kuşatmak; daha sonra ise onları devlet yapılarına daha etkili bir şekilde entegre etmek ve son olarak da devlet kurumlarını, devlet-dışı silahlı aktörleri içine almak suretiyle onların pratiklerini düzenleyebilecek daha işler yasalar yoluyla revize etmek olan üç başlıkta ele alınmaktadır. Söz konusu yaklaşım, devlet-dışı silahlı aktörlerin karmaşık yapısı ve gerek devlet kurumları ve siyasal elitler gerekse sivil toplum kuruluşları ve dini örgütler gibi diğer devlet-dışı aktörlerle olan büyük ölçekli kesişim alanları irdelenerek ilerleyecektir. Makale, her ne kadar geleneksel devlet kurumlarının yeniden inşasına yatırım yapmanın sürmesi gerektiği kabulünü taşısa da bunun artık tek başına yeterli olmadığını iddia etmektedir. Bununla birlikte devletlerin, devlet-dışı silahlı grupların eylemlerini denetim altına alması ve bu aktörlerin faaliyet gösterip palazlandıkları alanları kısıtlama konusunda daha çok kapasiteye sahip olması, daha da önemlisi, meşruiyeti olan yerel aktörlerle iş birliğine daha çok önem vermesi gerekir.