Aralık 2019’da dünya, yeryüzünün en kalabalık demokrasisi olan Hindistan’da başlayan protestolara tanık oldu. Ülke genelindeki farklı şehirlerden on binlerce insan Bangladeş, Pakistan ve Afganistan gibi komşu ülkelerdeki gayrimüslimlerin vatandaşlık sürecini hızlandırması beklenen  Yeni Vatandaşlık Kanunu (YVK) ismindeki tartışmalı yasayı protesto etmek için toplandı.[1] Birçok insan, YVK’nin ülke genelindeki Ulusal Vatandaşlık Sicili (UVS) ile birlikte Hindistan’daki Müslümanların vatandaşlıktan mahrum kalmasına sebep olacağından endişe duyuyordu. Bu süreç, bazı çevrelere göre Müslümanların etnik temizliğine giden yolda önemli bir kilometre taşıdır.[2]

Protestoculara ve protestocuları dağıtmaya çalışan güvenlik güçlerine karşı uygulanan şiddetle birlikte farklı ayrıntılar ortaya çıktı. Ülke genelinde 20’den fazla yaşamını yitirirken çok daha fazlası da yaralandı.[3] Protestolara katılanların büyük bir kısmı Hintli vatandaşlar iken Hint Müslümanlarının ilk defa demokratik özgürlüklerle yakın ilişki kurduğu göz önüne alındığında protestolara katılan Müslümanların rolü çok daha belirgindi. Bu makale Hindistan’ın içinden ve dışından Müslümanların protestolarda oynadığı rolü ve ortaya çıkabilecek gelecek senaryolarını ele almayı hedefliyor.