(Bu metin İngilizce orijinal versiyonundan tercüme edilmiştir.)

Özet: İslam Devleti, 2020 yılının ortalarından bu yana Suriye ve Irak’taki saldırılarını kademeli olarak artırdı. Bu çalışma, örgütün bölgede bir yeniden canlanma sürecinden geçip geçmediğini sorgulamak için örgütün her iki ülkedeki son faaliyetlerini incelemektedir. Bu doğrultuda çalışma, örgütün yeniden canlanmasına yardımcı olan çeşitli faktörleri haritalandırmakta ve bölgedeki devletler için bazı siyasal öneriler sunmaktadır.

Giriş

Kendini, Irak Şam İslam Devleti adıyla ilan eden (IŞİD veya İD) örgüt, Haziran 2014’te Irak ordusunu Musul ve Tikrit’ten sürüp bir halifelik kurduğunu duyurmasıyla küresel bir ilgiyi üzerinde topladı. Örgüt, 2014-2019 yılları arasında önce Irak ve Suriye’de, ardından da dünyanın çeşitli yerlerinde yüzlerce saldırı gerçekleştirdi. Ayrıca, siber suçlarla mücadele eden kolluk kuvvetlerinin şimdiye kadar görmediği bir oranda internet üzerinde propaganda yaptı.[i] Tüm bunlar örgütün tanınmasına yardımcı oldu ve zaman içerisinde örgüt, kendisi tarafından doğrudan eğitilmemiş ancak ideolojilerinden ve davalarından etkilenen bireylerin yaptığı pek çok saldırıya da ilham verdi. Ayrıca, örgüt eş zamanlı olarak Nijerya, Afganistan ve Filipinler gibi ülkelerdeki birçok yerel grubu kendine katarak bu ülkelerde de vilayetler oluşturdu.[ii]

Zamanla örgütün, Irak ve Suriye’de sivillere ve siyasi muhaliflere yönelik gerçekleştirdiği çeşitli yargısız infazlar, yabancı savaşçıları çekebilme yetenekleri ve bu iki ülkede yol açılan istikrarsızlık, Amerika Birleşik Devletleri gibi Batılı ülkeler tarafından örgüt kontrolündeki bölgelere yapılan saldırıların gerekçesi olarak sunuldu. Ayrıca Batılı ülkelerin yanı sıra diğer birçok bölge ülkesi de bu iki ülkede daha fazla yıkım döngüsüne yol açtı.[iii] Örgüt 2017’ye kadar hem Suriye hem de Irak’taki topraklarının %90’ından fazlasını ve Mart 2019’a kadar da bir zamanlar sahip olduğu tüm toprak parçalarını kaybetti.[iv] Dahası, liderleri farklı güvenlik güçleri tarafından tasfiye edildi ve bu gidişat, kendisini örgütün lideri ve halifesi ilan eden Ebu Bekir Bağdadi’nin ölümüyle sonuçlandı.[v]

Çoğu devlet ve sıradan gözlemciler bu gelişmeleri kutlarken, 2018’deki terörizm işaretleri bu yapının bir gerilla örgütü olarak eski hâline döneceğini gösterdi.[vi] Bu tahmin, örgüt müthiş finansman olanakları ve dünya çapında savaşçılarını ayakta tutan ideolojisiyle büyük ölçüde doğru çıktı. IŞİD’li savaşçıların çoğu gizlenip sadece ara sıra saldırılar düzenlerken, saldırı sıklığı kısa sürede artmaya başladı. Bu nedenle, çeşitli devletler ve gözlemciler 2021 yılının ilk çeyreğinde örgütün yeniden canlandığına tanık olduklarını belirttiler.[vii]

Bu doğrultuda, elinizdeki bu kısa çalışma örgütün ne ölçüde yeniden canlandığını anlamaya çalışmaktadır. Bunu saldırılar, savaşçılar, finansman ve diğer parametreler gibi çeşitli faktörler üzerinden ölçmeye çalışmaktadır. Çalışmanın devamında, IŞİD’in faaliyetlerindeki dalgalanmaları açıklamak için karşı isyan literatürü kullanılarak buna neden olan faktörler listelenmektedir. Son olarak çalışma, söz konusu faaliyetlerdeki bu artışın siyasi sonuçlarının haritasını çıkarmakta ve politika yapıcılara bu yeniden canlanmayla mücadele etmek için atılması gereken olası adımları göstermeye çalışmaktadır.