(Bu metin İngilizce orijinal versiyonundan tercüme edilmiştir.)

Özet: Lübnan’ın mezhepçi siyasal sisteminde merkezi bir yer işgal eden Hizbullah ve Özgür Yurtsever Hareket’in (ÖYH) bir Mutabakat Bildirisi imzalamaları ve günümüzde iktidara ulaşmış siyasal bir ittifak kurmaları üzerinden on beş yıl geçti. İdeolojik ve siyasi açıdan birbirine zıt bu iki parti, 2005’te Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesiyle oluşan yeni siyasal iklimde stratejik ve pragmatik amaçlarla bir araya geldi. Bu ittifak sayesinde Hizbullah silahlarını korumak için bir Hristiyan kalkanı elde ederken, ÖYH de Lübnan siyasetindeki yalnızlığına son vermek için bir müttefik kazanmış oldu. Fakat son üç yıldaki ulusal, bölgesel ve uluslararası gelişmeler uzun bir süredir her iki tarafı siyasi arenada öne çıkartan bu anlaşmayı tehlikeye atabilir. Bu yazıda Hizbullah ve ÖYH arasındaki ittifakın sürdürülebilirliğini tehlikeye atan gerilim noktaları ana hatlarıyla analiz edilecektir.

Giriş

6 Şubat 2021’de Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) başkanı Cibrân Bâsîl, Hizbullah ile imzalanan Mutabakat Bildirisi’nin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine yönelik bir açıklamada bulundu. Yaptığı açıklamada, “Lübnan [halkı] için yeni ufuklar ve umutlar oluşturmak amacındaki bu mutabakatı geliştirmek, onun sürekli olarak varlığını sürdürebilmesi için bir ön koşuldur. Fakat, mutabakata bağlılığını bildirmiş olanlar eğer devlet inşa etme mücadelesinde ve herhangi bir direnişi yahut mücadeleyi yok eden yozlaşmış ittifaklara karşı şerefli Lübnanlıların zaferini ilan etmede başarılı olamazlarsa artık bu mutabakata bir ihtiyaç da yok demektir” ifadelerini kullandı.[i] ÖYH ve Hizbullah arasındaki stratejik ittifakın 15. yıldönümünde yapılan bu açıklama, meclisteki çoğunluklarını korumada ve 2016’da Mîşâl Avn’ı cumhurbaşkanı seçmedeki başarılarına rağmen ittifakın yüzleşmekte olduğu problemleri su yüzüne çıkarmaktadır. Son üç yıldaki ulusal, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ittifakın geleceğini geçmiş on beş yıldaki herhangi bir andan daha belirsiz kılmaktadır.

Bu yazı, iç işlerindeki ve belli bölgesel gelişmelerdeki maliyet yükü sebebiyle ittifaktaki artan gerilim noktalarını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma öncelikle ideolojik olarak birbirine zıt olan bu partileri birleştiren siyasal, ideolojik ve sosyal bağlama odaklanmaktadır. Ardından, Lübnan siyasetinin tarihsel dönüşümünde müttefiklerin imtiyaz ve taviz verme pazarlıklarının nasıl evirildiğini değerlendirmektedir. Son olarak bu yazı, ittifaktaki çatlakları altı temel başlıkta değerlendirerek sonuçlanmaktadır: (1) 2019 protestoları, (2) Lübnan’ın ekonomik krizi ve izolasyonu, (3) Beyrut patlaması ve değişen tehdit algıları, (4) Patrik Er-Râî’nin Hizbullah’a yönelik muhalefeti, (5) dış politika yaklaşımlarındaki ayrılıklar ve ÖYH ile Hizbullah üzerindeki uluslararası baskı, (6) Hizbullah’ın müttefikleri arasında yaşanan çıkar çatışmaları.