Özet: Libya’daki çatışmaların BM’nin arabuluculuğuyla çözülmesinin zor olduğunun ortaya çıkmasıyla, Rusya’nın da içinde bulunduğu dış güçler krizin çözümüne aracılık etme ve bu yolla kendi çıkarına hizmet etme fırsatı yakalamıştır. Libya tarihsel olarak Rusya’nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki sadık müttefiklerinden biri olmuş, enerjiden askeri alana kadar pek çok alanda güçlü bağların oluşmasını sağlayan bu ilişki sürmekte olan savaşa rağmen büyük ölçüde korunmuştur. Moskova, çatışmanın çözümünü kolaylaştırma fırsatıyla, Kuzey Afrika’da silah ticaretini artırmak, kazançlı enerji ve inşaat sözleşmeleri bağlamak ve aynı zamanda NATO’nun Akdeniz’de artmakta olan etkisini kontrol altına almak gibi bir dizi amacını gerçekleştirmeyi umut etmektedir. Ancak Rusya, Orta Doğu’da geleneksel olarak otoriter istikrar nosyonuna ağırlık vermesine rağmen, Libya’da siyasi yelpazede birden fazla seçeneğe yatırım yaparak başarısızlık riskini en aza indirgemekte ve politikasından kayda değer bir biçimde uzaklaşmaktadır. Rusya, mecburi bir hareket tarzı içinde olduğu Suriye’den farklı olarak, Libya’da daha geniş bir hareket alanına sahiptir. Bu nedenle, yaygın bir biçimde Vladimir Putin’in Libya’daki kilit adamı olarak anılan Halife Hafter Moskova tarafından krizin çözümü için gereken elzem unsurlardan sadece biri olarak değerlendirilmektedir.

Rusya’nın Orta Doğu’ya dönüşü ve Moskova’nın bölgedeki hedeflerine ilişkin tartışmalar, ülkenin ilgisinin Libya krizinin çözümünde aktif rol oynamak üzerine kaymaya başlamasıyla yoğunluk kazanmıştır. Daha önce önemli ölçüde Suriye’ye odaklanmış olan Rusya’nın bölgeye yönelik dış politika gündemi, askeri ve güvenlik çevrelerinin yönlendirici rolü nedeniyle, dışarıdan bakıldığında hayli güvenlikçi görünmekteydi. Moskova’nın Suriye’de çok sayıda hedefe sahip olmasına rağmen, güvenlik konularındaki açık ilgisi, Rusya’nın Orta Doğu’da askeri bir üs oluşturma arayışı içinde olduğu endişesine yol açmaktadır. Bu bağlamda Rusya’nın 2016 yılında başlayan ve General Hafter’e yasadışı silah tedariki sağlandığına ilişkin dedikoduların eşlik ettiği Libya hamlesi, bölgedeki askeri varlığını sağlama almaya yönelik bir adım olarak yorumlanmaktadır. Ancak, Libya’ya bir yıldan uzun zamandır sürdürdüğü aktif müdahalesinden sonra, Rusya’nın rolünü bir askeri müdahale olarak adlandırmak oldukça güçtür. Rusya Libya’da daha çok güç gösterisi ve diplomasinin dengeli bir karışımına başvurmaktadır.

Rusya’nın MENA bölgesine yönelik politikası önemli ölçüde Libya darbesinin etkisi ile tanımlanmıştır. Ülkenin son dönem dış politika stratejisinde bölgenin önemi ilk kez yansıtılmış ve buradaki istikrarsızlığın doğrudan Rusya’yı etkileyeceği açık bir biçimde ifade edilmiştir.[1] Muammer Kaddafi’nin iktidardan düşmesi, bir dizi başarılı Arap Baharı protestosunu dışarıdan kontrol edilen bir kampanya olarak yorumlayan ve bu kampanyanın nihai hedefinin Rusya olacağını düşünen Kremlin’deki siyasetçileri derinden etkilemiştir. Bu bağlamda Libya, Moskova’yı bölgede daha güçlü bir etki sahibi olma arayışına ve büyük ölçüde önceden belirlenen Suriye krizine askeri müdahale kararına sevk eden bir kıvılcım görevi görmüştür.

Rusya Libya’da Ne Kaybediyor?

Muammer Kaddafi’nin Libya’daki düşüşü Rusya’yı bölgede şimdiye kadar sahip olduğu en güçlü müttefiklerinden birinden yoksun bırakmıştır. Trablus kırk yılı aşkın bir süre, önce Sovyetler Birliği ve daha sonra Rusya’nın hem Orta Doğu hem de Afrika’da ve aynı zamanda daha geniş Müslüman dünyasında etkili olmasını sağlayan anahtar kanallardan biri olmuştur. İki ülke arasındaki bu düzen Muammer Kaddafi’nin 1969’da iktidara gelmesiyle oldukça ilgilidir. Sovyetler Birliği, Kral İdris’i deviren Kaddafi rejimini tanıyan ilk ülke olmuştur. Siyasi fikirleri bir arada yürütme hüneri Kaddafi’nin, taraflardan ikisine de yanaşmadan, ABD ve SSCB arasında bir etki kutbu olmasını sağlamıştır. Ancak, Mısır’da Amerika yanlısı Enver Sedat’ın güçlenmesi ve İsrail’e yakınlaşması Kaddafi’yi sosyalist çizgiyi kabul etmeye ve sonuç olarak Sovyetler Birliği ile daha yakın ilişkiler kurmaya sevk etmiştir. ABD’nin Orta Doğu’da artmakta olan etkisi, Kaddafi’yi Moskova’ya daha da yaklaşmaya ve ağırlıklı olarak Sovyetler askeri desteğine dayanmak yoluyla SSCB’nin korumasını istemeye itmiştir.

Sovyet-Libya ilişkileri, SSCB’nin güçlü ittifaklar kurma ve sürdürmede en etkin araç olduğunu düşünmesinden dolayı, askeri iş birliği boyutuna odaklanmıştır. İki ülke arasında ilk silah anlaşması 1974’te imzalanmıştır ve günümüzde Libya ordusu neredeyse tamamen Sovyet silahlarına dayanmaktadır. 1973’den 1992’ye geçen 20 yılda, toplamda yaklaşık 11,000 Sovyet askeri Muammer Kaddafi hükümetinin askeri danışmanı olarak Libya’ya konuşlanmış ve bazı durumlarda doğrudan Libya ordusunun yanında çatışmada yer almıştır.[2] Libya kadrosunun yüzde 80 kadarının gerekli deneyimi bulunmadığı için, üst düzey askeri yöneticiler de dâhil olmak üzere pek çok askeri personel SSCB’de eğitilmiştir. Rusya, Libya ordusuna eğitim sağlama ve becerilerini artırma konusundaki Sovyet deneyimini 2004 yılından 2011 devrimine kadar pek çok defa tekrarlamıştır.[3]

Libya zengin petrol yatakları nedeniyle, Rus silah ithalatı portfolyosunda Rus silahları için peşin para ödeyebilecek birkaç ülkeden biri olmuştur. Moskova 2008 yılında Libya’nın Sovyetler Birliği’ne olan 4,5 milyar dolar borcunu silmiş, bunun yerine 2011 itibariyle 5-10 milyar dolar arasında tuttuğu tahmin edilen bir dizi silah anlaşması yapmıştır.[4] Bu anlaşmalar Muammer Kaddafi iktidardan devrildikten sonra BM silah ambargosu gereği askıya alınmıştır ve Moskova ülkenin bu sözleşmeleri yerine getirmesini beklemektedir. Rusya Trablus’ta gelecekte kurulacak hükümetin siyasi yöneliminden bağımsız olarak, Libya’nın yeni silahlar almak ve tarihsel olarak Sovyet silahlarına dayanmış olduğu için eski olanları yenilemek üzere Moskova’ya döneceğine güçlü bir şekilde inanmaktadır. Bu bağlamda Rusya hükümeti için önemli olan öncelikle Libya’da istikrarlı bir hükümet olduğundan emin olmak, ikinci olarak da bu hükümetin savunma masraflarına diğer konulara nazaran öncelik vermesidir.

Rusya’nın Libya’da çıkarlarının tehdit altında olduğunu gördüğü alan kazançlı ekonomik sektördür. Hafter’in Libya Ulusal Ordusu kazanımlarının bir sonucu olarak, ülkede petrol üretimi 2016 Eylül ayında günde 300,000 varilden 2017 Ocak ayında günde 700,000 varilin üzerine yükselmiş ve üretimin bu yılın sonlarına doğru günde 1 milyon varile çıkması öngörülmektedir.[5] Rusya’nın petrol devi Rosneft 2017 Şubat’ında Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) ile bir yatırım ve ham petrol alım anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşma, süregelen krize rağmen Rusya’nın Libya’da iş yapma ilgisinin yeniden canlandığının göstermektedir. Rosneft ülkeye dönmek için girişimde bulunan pek çok şirketten sadece biridir ancak bu anlaşma ile göze çarpan bir başarı elde etmiştir. Şu aralar Libya’nın petrol kaynaklarının önemli bir kısmını kontrolünde tutmakta olan Halife Hafter, Rosneft’in ülkeye dönüşünü tek başına kolaylaştırmıştır. Rusya iş dünyası Batılı emsallerinin satın almada sağladığı yatırım ve teknoloji imkânlarını karşılayamayacağı için, bunun gibi üst düzey bir destek olmasa Libya’da öncelikli muamele kazanmak için çok mücadele ederdi. Rusya Hükümeti Libyalı ortakları ile ilişkiler kurarak, Kaddafi hükümeti zamanında imzalamış olduğu anlaşmalarda kaybetmiş olduğu kârı (inşaatta 150 milyon dolar, petrol ve gaz sanayiinde 3,5 milyar dolar kadar)[6] telafi etmek ve uzun vadede mali geri kazanım sağlamak için projelerine kaldığı yerden devam etmeye öncelik vermektedir.

Rusya’nın Libya’daki proaktif rolü güney ve doğu Akdeniz’de daha büyük ölçekli mevcudiyeti bağlamında değerlendirilmelidir. Suriye çatışmasına katılması ve Sovyet dönemi Tartus üssünü tam kapasite işleyen bir deniz üssüne çevirme kararının yanında Kırım’da bulunan Karadeniz donanmasına yaptığı yatırımı arttırması, Rusya’nın bölgede büyüyen hırsları olduğunu göstermektedir. SSCB’nin Akdeniz’de kendine yer edinme çabaları 5. Akdeniz Savaş Gemisi Filosunun ortaya çıkmasını sağlamış ancak bu girişim 1992 yılında bölgede daimi deniz üssünün ve etkili ikmal tesislerinin olmaması nedeniyle başarısız olmuştur. 2013 yılında Rus hükümeti, NATO’nun bölgedeki yayılma kapasitesini karşılamak üzere filoyu yeniden toplama kararı vermiştir.[7] Ancak Suriye’nin Tartus üssü Rus deniz donanmasını Akdeniz’de etkili bir güce dönüştürmek için yeterli değildir. Bölgede esnek operasyonları sürdürmek için Rus Donanması’nın Akdeniz ve Kuzey Afrika boyunca hem Libya hem de Mısır limanlarına erişimine imkân sağlayan üsler kurması gereklidir.

Muammer Kaddafi 2008 yılında, Moskova’ya Sovyetler sonrası dönemde yaptığı ilk ziyaretinde, Rusya’ya ilk kez ülkesinde daimi deniz üssü kurmayı teklif etmiştir.[8] Sabık Libya lideri teklifinin karşılığını hiçbir zaman gerçekleştirmemişse de, Rusya’nın Libya krizindeki aktif diplomatik rolü hem Mısır hem de Libya’daki askerleri için, deniz üssü de dâhil olmak üzere tesislere erişimi hususunda yeni tartışmalara yol açmıştır. Rusya’nın tek uçak gemisi Amiral Kuznetsov’un Libya limanına yanaşmak istemesi ve Suriye kıyılarında aylar süren görevinden sonra Ocak 2017’de General Hafter’i ağırlaması tesadüf değildir. Kuznetsov, Akdeniz filosunun başındaki kişidir ve ülkenin Akdeniz’de artmakta olan emellerinin bir sembolüdür. Rus hükümetinin Libya sınırı yakınlarında bulunan, Mısır’ın batısındaki Sidi Barrani üssüne bir özel kuvvetler birliği yollamış olduğu da söylenmektedir.[9] Sidi Barrani deniz üssü 1972’ye kadar Sovyet savaş gemilerine ev sahipliği yapmıştır. Bu da Rusya’nın Kuzey Afrika’da Sovyetlerin kullanmış olduğu üslere geri dönme arayışında olduğuna dair spekülasyonların tümüyle asılsız olmadığını göstermektedir.

Rusya’nın bölgedeki stratejisine odaklanmasının yanı sıra Akdeniz’e dönme amacı tamamıyla açık değildir. Ancak Rusya’nın deniz doktrini Moskova’nın orada tam olarak neye ulaşmak istediğine ilişkin fikir vermektedir. Doktrin,[10] diğer şeylerin yanı sıra, Rusya’nın Akdeniz’de kalıcı olarak askeri-donanma varlığı gösterme arayışında olduğunu ifade etmekte ve Rus donanmasının orada sürekli bulunmasının koşullarını yaratma ihtiyacını vurgulamaktadır. Öte yandan Akdeniz, özellikle NATO’nun orada artmakta olan varlığı dikkate alındığında, Moskova’da ülkenin güvenliğine yönelik bir tehdit kaynağı olarak görülmektedir.[11] Bu bağlamda Suriye’deki üsler ve Libya ve Mısır’da gelecekte kurulacak olan tesisler, gelecekte ittifakın deniz varlığından kaynaklanan ve Rusya’nın Karadeniz donanmasına yönelecek olası tehditlere karşı ilk savunma hattı olarak görülmektedir.[12]

Rusya’nın Libya’daki Seçenekleri

Rusya, 2015 yılı Aralık ayında BM Güvenlik Konseyi’nde Libya Siyasi Anlaşması’na destek vermesine rağmen, 2016 yılı Mart ayında BM destekli hükümetin Trablus’a varmasından hemen sonra Libya çatışmasında yeni hükümeti yıkmaya çalışan güçleri aktif bir biçimde desteklemeye başladı. Moskova’nın Libya’ya karşı neden böyle tutarsız bir stratejide karar kıldığını açıklamak güç, ancak yazarın Rusya politikacıları ile yaptığı tartışmalar Kremlin’in muhtemelen ilk başlarda, Libya’daki krizin çözümüne öncelik vermediğini ortaya çıkarmaktadır. Bu durum 2016 yazına kadar Rusya Hükümeti’nin, Trablus’ta yeni göreve gelmiş hükümet, Ulusal Kongre Hükümeti ya da Temsilciler Evi olsun, Libya çatışmasındaki herhangi bir tarafla aktif bir biçimde irtibatını sürdürmemiş olmasıyla kanıtlanmaktadır.

Moskova 2016 Haziran ayına kadar, şimdi pek çok kişi tarafından Rusya’nın Libya’daki kilit adamı olarak görülen General Hafter’i ağırlamamıştır. Rusya’da karşılanma biçimi Hafter gibi ihtilaflı ve ayrılıkçı bir figür için alışılmadık biçimde yüksek profilli olmuştur. Hafter Dış İşleri Bakanı ve Savunma Bakanı tarafından ve en önemlisi cumhurbaşkanına yakın, kilit bir karar alma organı olan Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev tarafından kabul edilmiştir. Moskova’nın Libya’daki çabalarına yoğunlaşmaya karar verme nedenleri, muhtemelen BM destekli hükümetin siyasal mevcudiyetini sağlamlaştırmada başarısız olması, terörist gruplarının ortaya çıkması; ülkenin OPEC üyeliğini, söz konusu dönemde petrol üretimi kesintisi konusundaki görüşmelerde grup görüşünü etkilemek üzere kullanma isteğinden kaynaklanması idi.

Rusya’nın Libya’ya yönelik politikasında başlangıçtaki tutarsızlık, ilk önce Suriye’de test edilen bu politikayı ve güvenlikleştirilmiş olduğu anlamına gelen strateji modelini uygulama girişimleriyle açığa çıkmıştır. Rusya’nın 2011’den bu yana BM silah ambargosu altında olan ülkeye silah tedarik etme duruşu bunun bir kanıtıdır. Rusya 2015 gibi erken bir zamanda, Libya resmi hükümetine ülkedeki terörle mücadeleye yardım için silah teslimleri yapma konusuna kafa yormuştur. BM Rusya delegasyonu başkanı Vladimir Churkin, 2015 yılı Şubat ayında gazetecilere, Moskova’nın Tobruk’taki resmi hükümeti silahla desteklemeyi düşündüğünü[13] ve gerekirse silahların deniz yoluyla cihatçılara ulaşmasını önlemek için Libya’da bir deniz ablukasının uygulanması gerektiğini dile getirmiştir. Hafter’in 2016 Haziran ayında Moskova’ya gerçekleştirdiği ilk ziyarette Libya’daki Rusya Elçisi Ivan Molotkov, tarafların Rus silahlarının Tobruk’taki hükümete olası teslimatını tartışmış olduklarını açıklamıştır.[14] Kremlin’in Hafter’e ve onun hasımlarına yollamış olduğu bu işaretler General’e cesaret vermiş ve tüm Libya’yı güç kullanarak yeniden ele geçirme isteğini dile getiremeye teşvik etmiştir.[15] Ancak daha sonra Moskova bu konuda çok daha incelikli bir duruş benimseyerek, Elçi Molotov’a göre, General Hafter’e “Güvenlik Konseyi’nin ambargoyu kaldırmadığı ya da en azından hafifletmediği müddetçe Rus silahlarının Libya’ya teslimi konusunda konuşulamayacağını” açıkça söylemiştir.[16]

Rusya’nın Libya bağlamındaki anlayışı, tartışmaya açık bir şekilde, Libyalı paydaşlarla görüşmelere başladıktan sonra önemli ölçüde daha incelikli olmuştur. Sonuç olarak, şu an Moskova’nın General Hafter’i bu krizi çözmeye yardım edebilecek tek olası partner olarak gördüğünü söylemek hatalı olacaktır. İki taraf, karşılıklı çıkar sağlanan anlaşmalı bir birliktelikten faydalanmaktadır. Kaddafi özentisi, kendisini Avrupa güçlerinin gözünde Trablus hükümetine güçlü bir alternatif olarak konumlamasına yardımcı olan, Moskova’nın sağladığı uluslararası diplomatik kılıftan faydalanmaktadır. Rusya ise Hafter ile ortaklık yaparak, batılı emsallerine karşı başka bir koz elde etmek için Akdeniz’deki etkisini artırmaktan, Libya konusunda iş birliği üzerinden Mısır’la yakın ilişkiler kurmaya kadar bir dizi hedefini yerine getirmektedir.

Soru, Rusya’nın Hafter ile güçlü bir ilişki kurmayı amaçlarken, Moskova’nın bu ortaklığa ne kadar sadık olduğu ve General’in yeni bir Kaddafi olarak ortaya çıkmasını sağlamaya ne ölçüde hazır olduğudur. Her ne olursa olsun, Hafter Muammer Kaddafi ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle yıllarca Birleşik Devletler’de ikamet etmiştir. Bu süre zarfında Amerika istihbaratıyla birlikte çalışmış olduğu da iddia edilmektedir[17] ve bu da onu Moskova için istenmeyen bir partner yapmaktadır. Hafter’e net bir desteğe dair yanlış bir izlenim vererek başlangıçta hata yapan Rusya hükümeti Libya krizine müdahalesine ilişkin tartışmalardan, ulusal mutabakat ihtiyacı hakkında genel açıklamalara başvurarak dikkate değer bir biçimde kaçınmaktadır. Aslında BM’nin dayattığı silah ambargosu silahların Hafter’e teslim edilmemesi iyi bir bahane sunarak, bölgede başka bir bataklığın içine çekilme riskinden kaçınmayı sağlıyor. Kremlin, General’in önemli ölçüde Batı’ya yönelik askeri meydan okumasını alenen desteklemesine rağmen, Hafter’in bir savaş ağasından bir siyasetçiye dönüşümünü gözetmektedir. Bu durum Rusya’nın Libya’ya bakışında ve çatışma çözümü yönteminde değişime işaret etmektedir.

Libya Siyasi Anlaşması esasen General Hafter’i marjinalize etmektedir. Temelde planladığı sert güçle, onu Libya’da gelecekteki bir uzlaşının dışında bırakan anlaşmanın kapsamı arasında bir kopukluk vardır. Şüphesiz Rusya hükümeti Hafter için önemli bir rol tahayyül etmektedir ancak güçlü bir otoriter liderin dahi toplumu yeniden bir araya getirme becerisi olmadığı konusunda Suriye’de dersini almıştır. Libya’daki karmaşık bağlamda bu, uzun vadede yeni sosyal sözleşmenin kapsayıcı ve sürdürülebilir görünmesinin gerekli olduğu anlamına gelmektedir. Ülkede, muhtemelen en zayıfı BM destekli Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac olan birkaç ağırlık merkezinin ortaya çıkmasıyla, Moskova Libya krizinde karar merci gibi davranarak, ister askeri bir güç tarafından isterse uluslararası bir yetki ile desteklensin, tüm tarafları müzakere masasında bir araya getirme hedefi ile birden fazla seçeneğe yatırım yaparak başarısızlık riskini azaltmayı tercih etmiştir.

Rusya hükümeti, Trablus hükümeti ve Misrata Tugayları ile Genel Ulusal Kongre (GUK) gibi diğer paydaşlarla iletişime geçme çabalarını yoğunlaştırmıştır. 2016 yılında Moskova, Libya’daki eski bağları yeniden kurma ve yeni bağlantılar için bir iletişim ağı geliştirme görevi verilen, aralarında Çeçenlerin dahi bulunduğu diplomatları ve parlamento üyelerini içeren, “Libya’da Uzlaşı için İletişim Grubu” olarak isimlendirilen bakanlıklar arası bir kurum kurmuştur. Bu oluşum, Rusyalı yetkililer ile es-Serrac Hükümeti ve ayrıca askeri gruplardan temsilciler arasında yapılan yoğun görüşmelere neden olmuştur. Moskova dünya güçlerinden birkaçının Fayiz es-Serrac’ı ülkeyi birleştirecek bir lider olarak görmekte olduğunun farkındadır. Rusya, Libya Siyasi Anlaşması’nın daha geniş bir siyasi aktörler yelpazesini içine alacak şekilde düzenlenmediği takdirde 2017 yılı sonlarında son bulacağı için, es-Serrac’ı Libya’da kendi siyasi tasarımının bir parçası yapma fırsatını yakalamak için imkân gözetmekte. Bu strateji aynı zamanda Rusya’nın idaresi zor olan Hafter’e daha fazla baskı yapmasına ve kendisine verilecek desteğin geçiş görüşmelerine katılması koşuluna bağlanmasına olanak vermektedir.

Muammer Kaddafi’nin iktidardan düşüşü Rusya’nın Orta Doğu ve Akdeniz’deki çıkarlarına inkâr edilemez bir darbe indirmiştir. Bu durum Libya’nın en az üç yönden Moskova için önemli bir müttefik olduğunu da göstermektedir: küresel enerji pazarının düzenlenmesine ilişkin konularda bir partner, Rusya’nın savunma sanayisi için bir müşteri ve bununla ilişkili olarak, Muammer Kaddafi’nin önce Sovyetler ve daha sonra Rusya için MENA bölgesinde ve Akdeniz’de Rus çıkarları için gayri resmi bir elçi olduğu gibi, bir jeopolitik aktör. Bugün Kremlin muhtemelen dış politika denkleminde Libya’nın rolünü restore etme arayışındadır, ancak bunu askeri anlamda yapmak Rusya’nın uzun vadede çıkarına hizmet etmemektedir.

Rusya’nın Libya krizine yaklaşımı, ülkenin Suriye ve Libya’yı- her ikisi de Arap Baharı’na bağlansa da- aynı tepkileri gerektiren benzer bağlamlarda görmüyor olduğunu ortaya koymaktadır. Libya basitçe coğrafi uzaklığı nedeniyle, Rusya için şüphesiz Suriye’den daha az öneme sahiptir. Bu Moskova’nın Libya krizine alternatif çözümler bulma konusunda daha esnek olduğu ve ülkeyi askeri bir konuşlanmanın mümkün olduğu bir bağlamda görmediği anlamına da gelmektedir. Rusya bu aşama itibariyle, Libya krizine yönelik bir uzlaşı sağlanmasının Kaddafi tarzı bir rejimi yeniden oluşturmaktan çok, daha uzun ömürlü bir çözüm üreteceği sonucuna ulaşmış görünmektedir.

Referanslar

[1] Rusya Federasyonu’nun Dış Politika Kavramı, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin tarafından 30 Kasım 2016’da onaylanmıştır. http://www.mid.ru/foreign_policy/news/-/asset_publisher/cKNonkJE02Bw/content/id/2542248

[2]Evgeni Zhirnov, I remember distinctly: The war lasted 52 minutes, Kommersant, 1 Şubat 2000, https://www.kommersant.ru/doc/16432

[3]Vladimir Voronov, Gaddafi’s Soviet School, Gazeta.Ru, 31 Mart 2011, https://www.gazeta.ru/politics/theme/2011/03/31/3571009.shtml

[4] Federica Saini Fasanotti, Russia and Libya: A brief history of an on-again-off-again friendship, Brookings, 1 Eylül 2016, https://www.brookings.edu/blog/order-fromchaos/2016/09/01/russia-and-libya-a-briefhistory-of-an-on-again-off-again-friendship/

[5] Libyan oil firm aims to raise output to 1 million barrels a day next month, even as Qatar feud spills into Libya, CNBC, 13 Haziran 2017, http://www.cnbc.com/2017/06/13/libyan-oil-firm-aims-forbig-output-jump-even-as-qatar-feud-spills-intolibya.html

[6] Igor Chubakha, What has Russia lost in Libya? Rosbalt,  6 Eylül 2011, http://www.rosbalt.ru/business/2011/09/06/886817.html

[7] The operational command of the permanent operational unit of the Russian Navy in the Mediterranean Sea was formed three years ago, Ministry of Defense of the Russian Federation, 22 Eylül 2016, http://function.mil.ru/news_page/country/more.htm?id=12096837@egNews#txt

[8] Tom Parfitt, Gaddafi offers Russia a naval base in Libya, The Guardian, 1 Kasım 2008, https://www.theguardian.com/world/2008/nov/01/libyarussia-gadafy-united-states

[9] Phil Stewart, Exclusive: Russia appears to deploy forces in Egypt, eyes on Libya role – sources, Reuters, 14 Mart 2017, http://www.reuters.com/article/us-usa-russia-libya-exclusiveidUSKBN16K2RY

[10] Naval Doctrine of the Russian Federation, 26 Temmuz 2015, http://www.kremlin.ru/events/president/news/50060

[11] Richard Connolly, Towards a Dual Fleet? The Maritime Doctrine of the Russian Federation and the Modernisation of Russian Naval Capabilities, Center for Security Studies at ETH Zurich, 12 Temmuz 2017, http://www.css.ethz.ch/en/services/digitallibrary/articles/article.html/e4f8e041-5770-47348f0c-4684781070d2/pdf

[12] Robert Cobb, Russia’s Naval Policy in the Mediterranean and the War in Syria, EastWest Institute, 3 Nisan 2017, https://www.eastwest.ngo/idea/russia%E2%80%99s-naval-policymediterranean-and-war-syria

[13] Even legal arms supplies to Libya may lead to weapons’ spread around region — diplomat, TASS, Şubat 2015, http://tass.ru/en/world/778588

[14] Russian Ambassador: Commander-in-Chief of the Libyan army discussed delivery of arms in Moscow, RIA, 28 Haziran 2016, https://ria.ru/defense_safety/20160628/1453677993.html

[15] https://www.libyaherald.com/2016/12/24/west-reaffirms-support-for-presidency-councilas-the-sole-legitimate-government-of-libyasays-military-must-be-under-civilian-control/

[16]  http://www.interfax.ru/russia/515781

[17] Missy Ryan, A former CIA asset has become a U.S. headache in Libya, The Washington Post, 17 Ağustos 2016, https://www.washingtonpost.com/world/national-security/a-former-cia-assethas-become-a-us-headache-in-libya/2016/08/17/a766e392-54c6-11e6-bbf5-957ad17b4385_story.html?utm_term=.0dbaedf05dda