Özet: Suudi devletinin İslamcılık ile olan münasebeti geçmişe dayanmakla birlikte karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu çalışma, Suudi devleti ve İslamcılar arasındaki ilişkinin tarihsel bir okumasını yapmakla birlikte bu ilişkideki dönüşümlerin ve mevcut gelişmelerin izini sürmektedir. Dini meşruiyeti esas alan bir devlet olarak Suudi devleti, post-kolonyal dönemde Arap dünyasındaki ilk İslami devlet olmuştur. Ancak İslami olma iddiasını taşıyan bir devletin 1970’lerin başında Mısır, Suriye, Irak ve bölgedeki diğer seküler Arap cumhuriyetlerinde olduğu gibi siyasal projeksiyonunda İslamcılığı dışlayan bir karakterin baskın olması ironiktir. Nitekim bu makale, günümüze dair bir soruşturmadan yola çıkarak ve tarihsel verileri de dikkate alarak Suudi devleti ile İslamcılar arasındaki ilişkide dogmatik ilkelerden ziyade siyasal çıkar mantığının takip edildiği sonucuna varmaktadır. Hülasa, mezkûr çarpık ilişkinin iş birliği, baskı ve ihtilaf arasında gidip geldiği söylenebilir. Haliyle Suudi rejimi ve onun çoklu İslamcı eğilimleri arasında bir uzlaşma sağlandığında bile bu durum aniden tersine dönecek kadar kırılgan olabilmektedir.