Özet: Iraklı politikacı ve yorumcular; 2003 sonrası dönemde, ülkede demokratik bir sistemin inşası için yapılacak seçimlerin öncesinde aldıkları boykot kararından hareketle Sünni Arapların kendilerini siyasetten izole ettikleri yönünde bir anlatıyı dile getirmektedir. Söz konusu algıyı paylaşanlar; yeni demokratik sisteme dönük bu reddiyeyi, Sünnilerin geçmişte Saddam yönetimindeki Baas rejiminin çatısı altında sahip oldukları ayrıcalıkları yeniden elde edemeyecekleri gibi tüm bunlardan mahrum bırakılacak olmasına dayandırmaktadır. Fakat Iraklı birçok Sünni menşeli Arap siyasi figür bu anlatıyı reddetmekte ve ortaya koyduğu karşı-argümanlar bakımından bahse konu anlatıdan farklı olarak katılım yanlısı ve reddiyecilerden oluşan her iki Sünni Arap grubun Saddam sonrası siyasal süreçte yer alma isteğine karşılık Şii siyasi partilerin ve Geçici Koalisyon Yönetimi’nin (CPA) zaman içerisinde Sünni Araplara karşı sergilemiş olduğu adil olmayan tutumlarını öne çıkarmaktadır. Uzmanlar ve yorumcularsa sıklıkla Irak’taki istikrarsızlığın başlıca müsebbibinin, 2003 sonrası dönemde baş gösteren Sünni ayaklanmalarına bağlı olarak yükselen aşırılık yanlısı “Sünni” grupları işaret ederek Sünni Araplar olduğunu öne sürmektedir. 

Üç bölümden oluşan bu araştırma serisinin ilk bölümünde (1) tartışıldığı üzere, Sünni gruplar içerisindeki ayrılıklar Irak’ın istikrarsızlığında büyük bir rol oynamaktadır. Ancak Sünniler Irak’taki ne iç bölünme yaşayan tek gruptur ne de bu anlamda tek silahlı ayaklanma gücüdürler. Çünkü hem ideolojik hem de politik olarak Iraklı Arap Şii grupları da bir o kadar kendi aralarında ayrışmaktadır. 2003 sonrası dönemde baş gösteren ayaklanmalara dâhil olan silahlı Şii grupları da benzer şekilde birkaç gruptan fazlaydı ve aralarında en dikkat çekeni Mukteda El Sadr öncülüğündeki Mehdi ordusuydu.

Bu araştırma yazısında; Sünni iç ayrılıklarının Irak’ın istikrarına zarar veriyor olsa da Şii gruplar içerisindeki ayrılıkların da azımsanmaması gerektiği tartışılacaktır. Bunun yanı sıra bu yazı, 2003 sonrası dönemde Irak’ta faaliyet gösteren siyasal gruplar içerisinde yer alan Arap Şii ve Sünni politikacıların algı ve anlatılarını mukayese ederek bu durumu geniş bir bağlamda düşünmeyi hedeflemektedir.