Giriş

Lübnan’da Mayıs 2018’de, 2009 yılından bu yana ilk kez gerçekleşen genel seçimlerde Hizbullah, parlamentodaki 128 koltuktan 13’ünü kazanmıştır. Bu sonuç, önceki genel seçimlerin sonuçlarından (2009’da 12 ve 2005’te 14 milletvekili) büyük bir farklılık arz etmiyor gibi gözükse de Hizbullah’ın müttefiki olan partilerin oyları da hesaba katıldığında Hizbullah ve müttefiklerinin parlamentonun yarısından fazlasını kazandığı (65 koltuk) görülmektedir. Söz konusu ittifakının itici gücünün Hizbullah olduğu herkesçe bilinmektedir ve bu sebeple, son seçim sonuçları göz önüne alındığında Hizbullah’ın önümüzdeki yıllar boyunca Lübnan’daki başlıca “iktidarı belirleyici unsur” hâline geldiği söylenebilir.

Hizbullah, 2000 yılındaki genel seçimlerden bu yana parlamentoda 10 ya da daha fazla koltuğa sahip olmuştur. 2000’den önce ise 1992 ve 1996 yıllarında katıldığı seçimlerde sırasıyla 8 ve 7 koltuk kazanmıştır.

Örgütün seçmen tabanındaki gelişimi yalnızca parlamentoda kazandığı sandalye sayısının artışında değil, buna bağlı olarak aldığı oy oranlarındaki artışta da görülebilmektir. 90’ların ortalarında Lübnan halkının yaklaşık olarak yüzde 5’i Hizbullah’a oy verirken, son seçimlerde bu oran yüzde 15’e çıkmıştır.

Ayrıca, Hizbullah’ın en büyük müttefiki ve en son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adayı Michel Aoun’ın 2016’daki seçimlerden zaferle çıkmasının arkasında örgütün büyük desteğinin olduğu da not edilmesi gereken önemli bir durumdur.

Yukarıda sayılan tüm bu gelişmeler, Hizbullah’ın Lübnan siyasetindeki artan nüfuzunu göstermektedir. Her ne kadar bu gelişim ani bir yükselişten ziyade yavaş ve aşamalı bir süreç içerisinde olmuş olsa da nihayetinde örgüt, Lübnan’daki temel politik aktör ve itici güç hâline gelmeyi başarmıştır. Şüphe yok ki bu durum, toplumun sadece belli bir kesimini temsil etmek ve onlar adına mücadele vermek amacıyla kurulmuş ve hem uluslararası toplum hem de birçok temel bölgesel aktör tarafından ötekileştirilmiş, silahlı bir devletdışı aktör için oldukça büyük bir başarı öyküsüdür.