Cezayir Müslüman Kardeşleri: Buteflika attığı adımlarla halkın taleplerini geçiştiriyor.

Toplumsal Barış Hareketi (Hams: Cezayir İhvanı), Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika tarafından önerilen son adımları ülkenin gelecek siyasi krizlerden kurtarılması için başlatılan girişimleri bozmaya yönelik olduğunu düşünerek reddetti.

Hareket, 12 Mart Perşembe günü Facebook üzerinden paylaştığı bir açıklamada “Ulusal Yürütme Ofisi’nin, Cumhurbaşkanı’nın duyurduğu adımların farklı eyaletlerde milyonlarca kişiyle sokaklara inerek gerçek bir değişim talep eden Cezayir halkının isteklerini karşılamadığını düşündüğünü” belirtti.

Açıklamada, “duyurulan erteleme prosedürleri Toplumsal Barış Hareketi’nin cumhurbaşkanına ve muhalefete sunulan inisiyatifiyle uyumlu değildir… [Aksine bu prosedürler] inisiyatifi muhtevasından ayırarak onun dürüstlük ve itibarını kabul edilemez bir şekilde istismar ediyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklama ayrıca cumhurbaşkanlığının seçimleri erteleme kararları ile Toplumsal Barış Hareketi’nin cumhurbaşkanlığına ve çoğu muhalif parti ve siyasetçiye sunulan inisiyatifi arasındaki “köklü farkları” tartışmaya açtı. Söz konusu prosedürler hareketin bağlı olduğu mutabakat ilkesi ile hukuki ve anayasal çerçeveden tamamen yoksundur. Dahası bu adımlar, Hareketin inisiyatifi ile pek çok siyasi parti ve siyasetçinin taleplerinin aksine, köklü reformlar konusunda oluşturulacak uzlaşma mekanizmalarını belirtmediği gibi bir takvim de koymuyor. Hareket, duyurulan prosedürleri “seçimlerin ertelenmesi olarak değil dördüncü dönemin uzatması” olarak gördüğünü belirtti.

Açıklama “tüm partileri, pürüzsüz ve müzakere edilmiş bir demokratik geçiş sağlamaya yönelik gerçek milli eğilimi yansıtmak amacıyla siyaset sınıfı veya sivil toplumdaki hiç bir kesimi dışlamayan ve halk hareketi gençliğini de barındıran diyalog dilini tercih etmeye çağırdı.” Hareket ayrıca “halkın menfaatlerine hizmet edecek sorunsuz, güvenli ve barışçıl bir siyasi geçişi başaran tüm inisiyatiflere açık olduklarını” da beyan etti.

Suriye İhvanı Türkiye’ye Güvenli Bölgeyi Denetleme Çağrısında Bulundu

Suriye İhvanı, uluslararası güçlerce kararlaştırılan Suriye’nin kuzeyinde kurulacak güvenli bölge üzerinde Türkiye’nin denetimi için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a müracaat etti.

28 Şubat’ta yayımlanan bir açıklamada İhvan, “savunmasız ve korku içinde olanların” Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölgede “güvenlik, istikrar ve barışı” hissetmesi gerektiğini belirtti. Ancak hareket, Suriye rejiminin müttefikleri olan Rusya ve İran’ı işaret ederek, denetim idaresinin Suriyelilerin öldürülmesi ve yerinden edilmesi, kadın ve çocuklarının kalbine korku ve dehşet tohumları ekilmesine neden olan taraflardan herhangi birine verilmesi halinde bölgenin güvenli olmayacağını dile getirdi.

İhvan, denetimin Suriye rejimi veya Rus ve İranlı müttefiklerine yahut Amerika ve Kürt müttefiklerine verilmesi gerektiği fikrini tamamen reddetti. Açıklama, bölgenin “her türlü şekil ve milisiyle terör üssü” haline gelmesi durumunda vaat edilen bu güvenli bölgeye hiçbir Suriyeli göçmenin dönmeyeceğini vurguladı.

Açıklama Türkiye’nin savaş sırasında, insan hakları belgeleri, kardeşlik değerleri ve komşuluk gerekleri uyarınca iltica talep eden tüm Suriyelilere kendini adadığına işaret etti. Açıklama Türkiye’ye, Suriyelilerin isteklerine ve korkuya karşı emniyette olma umuduna karşılık vermek amacıyla harekete göre Türkiye’nin “stratejik görevi” olan bu rolü üstlenmesi çağrısında bulundu. Türk cumhurbaşkanına güvenli bölgenin sponsorluğunda ısrar ederek Suriyelileri desteklemesi konusunda müracaat etti.

Benkirane Kral’ı Savunarak Siyasi Muhaliflerini Eleştirdi

Eski Fas Başbakanı Abdelilah Benkirane, mevcut haliyle monarşiye olan desteğini bir kez daha ifade ederek “Benim kraldan çok kralcı olduğum söyleniyor, ben de diyorum ki kraldan çok kralcı olmaktan gocunmuyorum.” dedi. Krala mutlak sadakat duymanın ilerleme ve kademeli değişimi gerçekleştirme çabalarını terk etmek anlamına gelmediğini de ekledi. Benkirane, “İstişare etmek gereklidir ve mümkün mertebede yolsuzluk ve dikta yönetimiyle mücadele etmeliyiz.” dedi.

Başka bir açıklamada ise Benkirane, İnsan Hakları Ulusal Konseyi Başkanı Amine Buayaş ile Rekabet Kurulu Başkanı İdris Karavi’yi eleştirerek görevlerini yerine getiremedikleri uyarısında bulundu.

Yine de İnsan Hakları Ulusal Konseyi Başkanı Amine Buayaş, Adalet ve Kalkınma Partisi lideri Abdulali Hamiyüddin’in yeniden yargılanması gerektiğini savunurken İdris Karavi ise hükümetin enerji şirketlerinin kârını sınırlama planını eleştirdi.