Cezayir Toplumsal Barış Hareketi: 102. Maddenin Uygulanması Yeterli Değil, Mutabakat Hükümeti Kurulmalı

Toplumsal Barış Hareketi (Hams: Cezayir Müslüman Kardeşleri) 26 Mart 2019’da, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ahmed Gaid Salih tarafından cumhurbaşkanlığı makamının boşaldığının ilân edilmesinin “yeterli olmadığını” belirtti.

Hareket, bu adımdan önce bir mutabakat hükümetinin ve seçimleri düzenlemek üzere bağımsız bir ulusal komitenin kurulmasını talep etti. Bu talep, hareketin General Ahmed Gaid Salih’in mevcut krize bir çözüm olarak Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması hakkındaki 102. Maddeyi yürürlüğe koyma davetini tartışmak üzere gerçekleştirilen olağanüstü yürütme kurulu toplantısından sonra yapılan bir açıklamada dile getirildi.

Açıklamaya göre “102. Maddenin yürürlüğe konması tek başına reformların uygulanmasına, demokratik geçişe ve serbest ve adil seçimlere imkân vermiyor.”

Hareket, “102. Maddenin uygulanması konusunda Cezayir halkının taleplerini karşılayan adımların eklenmesi ve siyasetçilerin önerilerinin dikkate alınması gerektiği” yönünde taleplerde bulundu.

Hareket ayrıca, “seçim kanunun değiştirilmesi ve siyasi faaliyet özgürlüğü ile yargının bağımsızlığı ve milli servetin korunmasını temin eden kararnamelerin acilen yayımlanması” çağrısı yaptı.

Dahası hareket, Cezayir halkını halkın reform ve taleplerinin yansıtılmasını temin etmek amacıyla toplumsal hareketi sürdürerek barışçıl, vatansever ve medeni doğasını muhafaza etmeye davet etti.

Kuveyt’te Müslüman Kardeşler Parlamento Ara Seçimlerinde İki Sandalye Kaybetti

Kuveyt’teki “Müslüman Kardeşler ve Selefiler Koalisyonu” 17 Mart 2019’daki Millet Meclisi (parlamento) ara seçimlerinde eski milletvekilleri Cam’an Harbaş (Müslüman Kardeşler) ile Velid Tabtabai’nin (Selefi) sandalyelerini geri alamadı.

İkinci bölge seçimlerinde Bedir Mulla 4.657 oy alarak 4.616 oy alan Müslüman Kardeşler adayı Hamad Matar’ı az bir farkla geçti.

Üçüncü bölgede ise Abdullah Kandari, 5.173 oy alan Selefi aday Ammar Acemi’ye açık ara fark atarak 6.705 oyla birinci oldu.

Bağımsız adayların Millet Meclisine girmesiyle, 50 seçilmiş üye ve 16 bakandan (anayasaya göre meclis üyeleri olan) oluşan mecliste üye sayısı 15’i geçmeyen muhalefetin yasaları geçirmedeki sayısal etkisi azalıyor.

Devrimin 8. Yıldönümünde Suriye İhvanı: Rejim Kurtarılamaz, Özgürlüğün Alternatifi Yok

Suriye Müslüman Kardeşleri Mürşidi Muhammed Hikmet Velid, Suriye devriminin bitmediğini ve son 8 yılda verilen kurbanlara rağmen ülkede özgürlüğün bir alternatifinin olmadığını belirtti.

Bu bağlamda Muhammed Velid, 16 Mart 2019’da Kuveyt’te yayım yapan Müctema dergisine verdiği bir röportajda devrimin sekteye uğradığını ancak sona ermediğini söyledi: Esed rejimi kazanmadı çünkü devrimler sadece devrimin ardında yatan nedenler ortadan kalktığında biter.

Müslüman Kardeşler mürşidi, “Rejim onarılamaz durumdadır. Suriye rejimi ve cumhurbaşkanının adı gerçek bir soykırım ile birlikte geçiyor. Bu soykırım bir tercihti, zorunluluk değil. Bu insanların iktidarda kalması Batı ve dünya kamuoyu için bir utançtır.” ifadelerinde bulundu.

Mürşit ayrıca, mültecilerin sadece gönüllü olarak Birleşmiş Milletler’in himayesinde dönebileceğini söyledi ve mültecilerin asgari güvenlik sağlanmadan dönmesi çağrılarını eleştirerek “Esed rejiminin onarılması kapsamında, savaşın bittiği ve normal hayata dönüldüğü yanılsaması yaratmak ve zorunlu askerlik ve yeniden inşa sisteminin ihtiyaçlarını karşılamak için Suriyeliler, onların deyimiyle ‘vatanın bağrına’ dönmeye davet ediliyor.” dedi.

Ayrıca birçok ülkenin “Suriye’nin yeniden inşasının sağlayacağı devasa ekonomik faydaları kazanma” hevesinde olduğunu da ekledi. Rusların da “yeniden inşayı Esed rejiminde yapılacak siyasi değişikliklerden ayırmaya” çalıştığını söyleyerek “suçlunun bu şekilde ödüllendirilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Suriye’nin yeniden inşasının bir anayasa süreci ve ciddi ve anlamlı bir seçim süreciyle birlikte siyasi geçiş şartına bağlanması gerekir.” dedi.

Ayrıca Suriye rejimine yönelik uluslararası duruşu da eleştirerek uluslararası kamuoyunun Suriye rejiminin sivillere karşı yaptığı her şeye gözlerini yumduğunu belirtti.

Hareketin terörle suçlanması konusunda ise “yabancılar bizi terörist olmakla suçlayan komşulardan daha adil olmuştur; terörist olmadığımızı da biliyorlar. Bizi terörist olarak tasnif eden kardeşlerimizi bu kararlarını yeniden değerlendirmeye ve milletlerinin uzun vadeli menfaatlerini düşünmeye çağırıyorum.” ifadelerinde bulundu.

Kuruluşunun 91. Yıldönümünde Mısır Müslüman Kardeşleri: Diktatörlük Karşısında Direniyoruz, Sabrın Sonu Zaferdir

Mısır Müslüman Kardeşleri mürşit yardımcısı Mahmud İzzet, grubun Mısır’daki ve yurt dışındaki üyelerini “zafere” ulaşılana kadar sabretmeye çağırarak aynı zamanda yaptıkları fedakârlıkları methetti.

İzzet, 24 Mart 2019’da Müslüman Kardeşler’in  kuruluşunun 91. yıldönümü münasebetiyle yayımlanan bir mektupta şunları söyledi: “Siz; Müslüman Kardeşler gençliği, davetinizden gurur duymalı ve her zaman aranızda dostluğu pekiştirmeye, kardeşlik esaslarını güçlendirmeye çalışmalı; topluma sevgi ruhuyla yaklaşmalı ve asla umutsuzluğa düşmemelisiniz çünkü umutsuzluk inananların ve reformistlerin hasletlerinden değildir.”

“Muarızlar ne kadar düşmanca davranırsa davransın misyonunuza devam etmelisiniz zira Müslüman Kardeşler kurulduğundan beri topluma savaş açmamış, halkla arasındaki açıklığı genişletmemiştir; aksine nasihatte bulunup boşluğu doldurmuş ve yakınlık kurarak güçlerini küfür ve tuğyanda bulunan ve ülkeyi işgal edip müminlere hâkim olmayı amaçlayan Allah düşmanlarına karşı savunmuştur.” diye de ekledi.

Mektubunu “insan her zahmetin ardında bir rahmet olduğuna, karanlıktan sonra şafağın geldiğine, hiçbir şeyin aynı kalmadığına, sabrın sonunun zafer olduğuna inanmalıdır. Diktatörden korkmayın ve yalnızca cebir ve zorluk korkusuyla hata yapanlara kin duymayın.” sözleriyle bitirdi.