[Bu yazının İngilizce orijinal versiyonu Al Sharq Forum’un web sayfasında mevcuttur.]

Özet: İşgal altındaki Batı Şeria topraklarının ilhak planı üzerine tartışmalar sürerken İsrail’in yeni kabinesinin yemin edip göreve başlamasının ardından nasıl bir dış politika gündemi izleyeceği sorusu hayati bir önem taşıyor. Bu makale, İsrail’in küresel ve bölgesel aktörlerle ilişkilerinin nasıl bir hâl alacağını özellikle ilhak planı bağlamında değerlendirmeyi amaçlıyor. Makalede İsrail’in küresel ve bölgesel ortaklarıyla ilişkilerinde değişim izlenimi olmasına rağmen bu beklentilerin Arap İsyanları sonrası görece kökleşmiş bölgesel dinamikler nedeniyle artık etkisini yitireceği savunuluyor.

Giriş

Üç kez seçim düzenlenen siyasi sürüncemeyle dolu bir yıldan uzun bir sürenin ardından İsrail’de nihayet yeni koalisyon hükümeti kurulabildi. Son üç seçimde en çok oy alan iki parti olan Benjamin Netanyahu başkanlığındaki Likud ile Benny Gantz başkanlığındaki Mavi ve Beyaz 20 Nisan’da koalisyon için anlaştıklarını açıkladı. Anlaşma koşullarına göre Netanyahu 17 Kasım 2021 tarihine kadar Başbakan, Gantz ise onun yardımcısı olacak. Netanyahu’nun aleyhindeki henüz neticelenmemiş üç dava için duruşmaya çıkıp görevini erken bırakmak zorunda kalması halinde de Gantz onun yerini alacak. Yeni kabine, 17 Mayıs’ta kuruluşu ve acil ekonomik ve siyasi sorunları çözmedeki etkililiğine dair şüpheler ve siyasal istikrara duyulan ihtiyaç atmosferinde yemin ederek göreve başladı. Kabine, 36 sandalyeyle 1948’den bu yana İsrail tarihinin en büyük hükümeti olup ana koalisyon ortakları haricinde altı küçük partiyi de dahil ederek siyasi partilerin bir karışımını oluşturdu.