(Bu metin İngilizce orijinal versiyonundan tercüme edilmiştir.)

1971 yılında Pakistan’dan bağımsızlığını kazanmasından beri Bangladeş’in siyasi kültürü çeşitli dönüşüm aşamalarından geçmiştir. Siyasi özerklik, dil hakları ve ayrımcılık gibi konular 1947’den 1971’e kadar önemli bir yer tutmuştur. Siyasi ortam, Şeyh Muciburrahman’ın liderliği, askeri darbeler ve 1990’a kadar çeşitli demokratikleşme aşamaları ile daha da şekillenmiştir. Ülke 1990 ve 2006 yılları arasında gerçek bir demokratik dönem yaşamıştır. Ancak 2009’dan sonra Şeyh Hasina’nın liderliğinde ülke bir kez daha demokratik yönetimden otoriter bir sisteme geçiş yapmıştır.[i]

Ağustos 2024’te sona eren 16 yıllık iktidarının ardından, Şeyh Hasina rejiminin çöküşü gerçekleşen önemli protestolarla daha da belirgin hâle geldi. Bu durum kritik bir soruyu gündeme getirmektedir: anayasal, adli ve siyasi reformların ötesinde, geçici hükümet dış politikasını nasıl oluşturacak ve küresel güçler Bangladeş’teki çıkarlarını korumak amacıyla mevcut otoriteye nasıl karşılık verecektir?

Temmuz Ayaklanmasından 5 Ağustos Devrimi’ne

Şeyh Hasina’nın rejimine bakmak, Temmuz ayaklanmasının üç haftasından 5 Ağustos devrimine geçişi anlama açısından   büyük bir önem taşır. Hasina’nın 16 yıllık görev süresi boyunca, yargısız infazlar, adam kaçırmalar, hapis cezaları, yolsuzluk, kayırmacılık ve ağır insan hakları ihlalleri yaygındı.[ii]

Temmuz ayaklanması ve sonrasında gerçekleşen olaylar arasındaki bağlantı, Dakka Üniversitesi öncülüğünde başlayan, öğrencilerin tartışmalı iş kotası sisteminde reform talepleri incelenerek anlaşılabilir. Sistem 2018 yılında feshedilmiş olsa da Haziran 2024’te yeniden yürürlüğe girmiştir. Eski Başbakan Hasina’nın protestocuları “Razakarlar” (hainler) olarak yaftalaması dahil olmak üzere rejimin protestoculara verdiği otoriter tepki; gösterileri yoğunlaştırarak 5 Ağustos’ta öğrencilerin önderliğinde kitlesel bir devrimle nihayetlendi.[iii]

Şeyh Hasina rejiminin protestoculara verdiği sert tepkiye rağmen; okullardan, kolejlerden ve hem devlet hem de özel üniversitelerden öğrencilerin yaygın katılımı -özellikle de kız öğrencilerin önemli ölçüde katılımı- ve sosyal medyanın etkin kullanımı, basit bir protesto olarak başlayan hareketi kitlesel bir devrime dönüştürdü. Bu geniş çaplı seferberlik nihayetinde tüm dünyanın yoğun ilgisini çekti.[iv]

Stratejik Rekabetler ve Büyük Güç Rekabeti

Bangladeş’teki jeopolitik dinamikler, özellikle eski başbakanın ayrılmasının ardından büyük önem kazanmıştır. Şu anki acil mesele, mevcut geçici hükümetin jeopolitik stratejisini ve küresel güçlerin buna nasıl karşılık vereceğini belirlemektir. Hasina’nın görev süresi boyunca Hindistan ve Çin arasındaki dengeli ilişkilerle beraber 2018 yılına kadar ABD ile istikrarlı bağların sürdürülmesi, küresel aktörler arasındaki jeopolitik değişimleri anlama açısından oldukça önemliydi. Özellikle ABD’nin 2021 yılında Hasina rejiminin bazı üyelerine yönelik yaptırımları, ABD’nin bu bağlamda değişen tutumunun kilit bir göstergesi olarak görülmektedir.[v]

Bangladeş’teki mevcut geçiş sürecinin çeşitli ülkelerin gelecekteki dış politikalarını anlama açısından kritik önem taşıdığı ve özellikle Bangladeş’in küresel büyük güç rekabetinin odak noktalarından biri olduğu göz önüne alındığında, Hindistan, Çin, ABD, AB, Rusya ve Orta Doğu ülkelerinin Bangladeş ile çıkarlarını ve iş birliklerini nasıl geliştirdiklerini takip etmek elzemdir.

Stratejik Rekabetler ve Hindistan’ın Konumlandırılması

“Yükselen büyük güç” Hindistan’ın mevcut geçici hükümete yönelik tutumunu incelemek gerekirse, Hindistan’ın yeni yönetime temkinli ve tedrici yaklaşmayı amaçladığı açıktır. Hindistan, 16 yıllık görev süresi boyunca eski Başbakan ve hükümetine önemli ölçüde lojistik, teknik ve uluslararası destek sağlayarak kilit bir destekçi olmuştur. Rejime yönelik küresel desteğin sınırlı olmasına rağmen, özellikle 2014, 2018 ve 2024’teki demokratik olmayan seçimlerden sonra, Hindistan bölgesel ve uluslararası desteğini sürdürmede hayati bir rol oynadı. Hindistan Bangladeş iş birliğinin temelinde güvenlik kaygılarının ve ortak dini ideolojik çıkarların olduğunu kabul etmek önemlidir.

1971’den beri Hindistan, Bangladeş Avami Birliği’nin güvenilir bir müttefik olarak hizmet etmesi yoluyla Bangladeş’in şekillenmesinde etkili olmuştur.  Hindistan’ın Avami Birliği’ndeki hâkim konumunu kaybetme ihtimali, Bangladeş’teki mevcut geçici hükümetle olan ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilir.

Olumlu bir bakış açısıyla Hindistan, Bangladeş’i bir barış ve istikrar modeli olarak konumlandırarak dünyaya Hindistan ile barışçıl ilişkiler geliştiren ülkelerin başarılı olacağını göstermeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşımla Hindistan, özellikle değişen küresel düzende, küresel siyasetteki rolünü yeniden teyit etmeyi amaçlıyor. Ancak, Hindistan’ın Bangladeş’teki en büyük hatalarından biri, yalnızca tek bir otoriter hükümete güvenmesi ve ülkedeki diğer gruplarla siyasi ittifaklar kurmamasıydı.

Bu nedenle, Bangladeş’teki son değişim Hindistan’da önemli bir şoka sebep olmuştur. Şeyh Hasina’nın düşüşünün hiçbir ülkeyi Hindistan kadar dehşete düşürmediği açık. Yeni Delhi; Hasina ve Avami Birliği’ne büyük yatırım yapmış ve onları tek uygun seçenek olarak görmüştü. Hindistan, Hasina’nın İslamcı güçler tarafından istikrarsızlaştırılan bir Bangladeş’e karşı tek başına siper olduğu iddiasını uzun süredir destekliyordu ve bu da özellikle Hasina’nın devrilmesini endişe verici kılmaktaydı.

Hindistan’ın Bangladeş’le derinlemesine ilişki kurmaktan başka geçerli bir seçeneği olmadığını belirtmek önemlidir, zira buradaki istikrarsızlık Hindistan için istikrarlı bir Bangladeş’ten daha büyük bir risk teşkil etmektedir. Hindistan’ın Bangladeş’teki mevcut proje ve yatırımlarının devamlılığı ve geliştirilmesinin yanı sıra, Hindistan’ın kuzeydoğu bölgesi ve Batı Bengal’deki barış ve güvenliğin sağlanması için sürekli müdahale gereklidir. İşbirliğinden vazgeçmek kısa vadeli avantajlar sunsa da Hindistan’ın bölgesel çıkarları açısından uzun vadede önemli kayıplara yol açacaktır. Dahası, böyle bir geri çekilme Çin’e Bangladeş’teki etkisini genişletmek için büyük bir fırsat sunacak ve ekonomik yatırımların ötesine geçerek güvenlik, siyasi, askeri ve savunma alanlarını da kapsayacaktır ki bu durum Hindistan’ı endişeye sevk eder.

Stratejik Rekabetler ve Hasina Sonrası Çin-Bangladeş İlişkileri

2013 yılından beri Çin; Bangladeş de dâhil olmak üzere Güney Asya’ya güçlü bir şekilde odaklanan Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) aracılığıyla, önemli bir küresel ve bölgesel güç olarak ortaya çıkmıştır. Çin, 2017’den ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun (CPEC) başlatılmasından sonra Güney Asya’daki etkinliğini artırdı. ABD ve Hindistan ile rekabetine rağmen Çin’in öncelikli hedefi, Bangladeş’te ekonomik ve yatırım fırsatlarını güvence altına almaktır.

Şeyh Hasina’nın otoriter yönetimi sayesinde, 2009’dan beri Çin’in nüfuzu artmış, bu da Batı çıkarları karşısında Çin için elverişli koşullar sağlamıştır. Ancak 2021 senesi ve ABD’nin Hint-Pasifik Stratejisi’nin yürürlüğe girmesinden sonra Amerika’nın, Bangladeş’teki Çin faaliyetlerine karşı tepkisi artmıştır. Buna karşılık Çin, Bengal Körfezi’ndeki stratejik önemi nedeniyle Bangladeş’e odaklanmaya devam ederken Hindistan ile politikasını dengelemeye çalışmaktadır. . Bu durum, Çin’i Hint Okyanusu’na birleştirmekte ve Myanmar, Sri Lanka, Maldivler, Pakistan, İran ve Afrika Boynuzu bölgesini birbirine bağlamaktadır.

Şu ana kadar, Çin’in Hasina sonrası Dr. Yunus liderliğindeki geçici hükümete olumlu yanıt verdiği görülmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere Çin; ticaretinin, ekonomisinin ve yatırımlarının güvenliğini ve emniyetini herhangi bir iktidar partisinin kimliğinden daha önde tutmaktadır. Sonuç olarak, Bangladeş’teki son değişimlerin, gelecekteki siyasi geçişlerde bile Çin’in tutumunu veya geçici hükümetle olan ilişkisini önemli ölçüde etkilemesi mümkün değildir. Ancak Çin’in mevcut geçici hükümet ile çıkarlarını korumasının Hasina rejiminde olduğu kadar kolay olmayabileceği açıktır. Geçici hükümetin Batılı ülkelerle, bilhassa da ABD ile daha fazla ilişki içinde olduğu görülmektedir ki bu da Çin’in çıkarlarını koruma çabalarını zorlaştırabilir.

Mevcut geçiş krizinde Bangladeş, mali destek ve sürekli yatırım için Çin’e giderek daha fazla bağımlı hale gelmekte. Ne var ki gelecek; özellikle ABD ile olan diğer siyasi, diplomatik ve güvenlik öncelikleri göz önüne alındığında, geçici hükümetin Çin ile ilişkilerini nasıl yönlendireceğini ortaya koyacaktır.

Bangladeş’teki Büyük Güç Rekabetindeki Güncel Savaş Alanına ABD’yi Yerleştirmek

ABD’nin Bangladeş’i Hint-Pasifik Stratejisi (IPS) çerçevesine dahil etmeyi amaçladığı açıktır. Hasina rejimi altında, Çin ile rejim arasındaki güçlü ekonomik ve yatırım bağları dikkate alındığında bu hedef bir şekilde dengelenmişti. Mevcut geçici hükümetin   kendisini Çin ve ABD arasında konumlandırması şu anda düşük bir öncelik gibi duruyor. ABD ve AB ülkeleri ile daha dostane bir ilişki geliştirme niyeti açık olsa da Batı ile stratejik ilişkilerini nasıl yapılandıracakları henüz belli değil.

Tarihsel olarak ABD’nin Bangladeş’e yaklaşımı Hindistan ile olan ilişkisinden etkilenmiştir. Fakat 2021’den beri ve özellikle Bangladeş’teki 2024 ulusal seçimleri sırasında, ABD’nin Hasina rejimine yönelik politikasının Hindistan’ın politikasından önemli ölçüde farklılaştığı açıkça belli olmuştur. Her iki ülke de Hint-Pasifik bölgesinde stratejik bir çıkarı paylaşmasına rağmen, politikaları çeşitli ülkelerdeki stratejik önceliklere göre farklılaşmaktadır. Bu ayrışmanın önemli bir örneğini Bangladeş oluşturmaktadır.

Küresel bağlamda, Nobel Barış Ödülü sahibi Dr. Yunus, Batı’da olumlu karşılanmıştır; ancak Bangladeş’teki durum daha karmaşık olabilir. Nüfusu 170 milyon olan Bangladeş’in öncelikleri, ABD veya AB’nin güvenlik çıkarlarına odaklanmak yerine ekonomik, ticari ve yatırım çıkarlarına daha fazla yönelebilir. Hangi ülkenin Bangladeş’e   daha fazla yatırım yaptığı ve hangi pazarlara ihracatını gerçekleştirdiği, Bangladeş için gelecekte kritik bir soru olacaktır. Bu nedenle ister geçici hükümet ister gelecekteki demokratik bir yönetim altında olsun, ABD ve AB’nin ithalat için kilit ortaklar olarak önemi devam ederken, Çin’in yatırımlardaki rolü göz ardı edilemez.

Gelecekte, ABD’nin stratejisi bir sonraki Bangladeş yönetimini bir ikilemde bırakabilir. Bu durum Amerika’nın Myanmar’daki güvenlik çıkarlarından ya da Asya-Pasifik ve Hint-Pasifik bölgelerindeki daha geniş kapsamlı uzun vadeli hedeflerinden kaynaklanabilir. Şu anda ABD öncelikle Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın dahil olduğu Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) veya İngiltere ve Avustralya’nın dahil olduğu AUKUS gibi çerçeveler aracılığıyla bağlantı kurmaktadır.  Ancak, gelecekte Bangladeş gibi ülkeler Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki etkisine karşı koymada daha fazla önem kazanabilir. Dahası, Hindistan-ABD öncülüğündeki Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi son girişimler lojistik, teknik ve ağ desteği açısından Bangladeş’in önemini artıracaktır.

Aslında, ABD’nin gelecekte Hint-Pasifik Stratejisini (IPS) etkin bir şekilde uygulamak için Bangladeş’e daha fazla ihtiyaç duyacağı iddia edilebilir. Değişen jeopolitik öncelikler, bu dinamiklerin bölgesel çıkarları ve politikayı nasıl şekillendireceğini belirleyecektir.

Diğer Küresel Aktörlerin Öncelikleri

Rusya ve Fransa, Almanya gibi AB ülkeleri olan diğer aktörler, özellikle geçici hükümet döneminde Bangladeş’te çok kısıtlı bir role sahiptir. Bu aktörlerin etkisi, Bangladeş’teki çıkarlarından ziyade geçici hükümetin Rusya gibi ülkelere yönelik politikasını nasıl şekillendirdiğiyle ilgilidir. Dr. Yunus liderliğindeki geçici hükümetin, ister Rusya-Ukrayna çatışması ister Rusya-Hindistan enerji ilişkileri ile ilgili olsun, Rusya’nın karmaşık jeopolitik manevralarına karışmasının pek mümkün olmadığı açıktır.

Öte yandan; geleneksel olarak Orta Doğu bölgesi, özellikle de Körfez bölgesi, çoğunlukla Körfez ülkelerinde ikamet eden yaklaşık beş milyonluk önemli diasporasından ötürü Bangladeş için büyük önem taşımaktadır. Hasina rejimine karşı gerçekleşen protestolar esnasında BAE yetkilileri tarafından tutuklanan yaklaşık 57 Bangladeşli göçmenin durumu, mevcut geçici hükümet için kilit bir politika konusudur. Geçici hükümetin önceliklerinden biri, bu Bangladeşli göçmenlerin serbest bırakılmasını sağlamak için BAE yetkilileriyle temas kurmaktır.

Ayrıca mevcut geçici hükümet; Bangladeş’te siyasal İslamcı partilerin önemli bir güç kazanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE gibi Körfez ülkelerine karşı laik imajını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Laikliğe olan bu bağlılık, Şeyh Hasina’nın düşüşünün ardından Dr. Yunus’un öğrenci grupları ve yaşlılar tarafından seçilmesinde bir etken olmuştur. Bangladeş Cemaat-i İslami (BJI) gibi İslami siyasi partilerin gelecek seçimlerde önemli bir rol oynayabileceği doğru olsa da BJI’nin Bangladeş’te çoğunluğu elde etmesi pek mümkün değildir. Ayrıca, İslami siyasi partilerin çoğunluğu elde etmesi halinde Bangladeş’in Mısır veya Tunus’taki İslami partilerin yaşadığı benzer zorluklarla karşılaşma riski bulunmaktadır.

Önümüzdeki Yol

Şu ana kadar mevcut geçici hükümet için dış politikanın acil bir öncelik olmayacağı ortada. Bunun yerine anayasa reformu, kanun ve düzenin sağlanması, ekonominin iyileştirilmesi ve demokratik, özgür ve adil bir seçimin yapılmasına odaklanılacaktır.

Buna rağmen, birkaç acil dış politika endişesi bulunmaktadır. Bunlardan biri, özellikle Şeyh Hasina’nın Hindistan’da kalmaya devam etmesiyle mücadele bağlamında Hindistan ile ilişkilerin yönetilmesidir. Bir diğeri ise Bangladeş’in komşusu Myanmar’la ilgili meselelerin ele alınmasıdır. Myanmar’da tırmanan çatışma; yayılma etkilerinin artması ve Rohingya mültecilerinin çoğalması gibi riskler oluşturmaktadır.

Hükümet dış politikaya daha fazla önem vermeye başladığında -ki Bangladeş’in büyük ve bölgesel güçler, orta güçler, Batı ve Küresel Güney ile ilişkilerini dengelemesi ve istikrara kavuşturması beklenen bir sonuçtur- uluslararası meselelere yaklaşımı da belirgin hâle gelecektir.

 

Referanslar

[i] Islam, M. Nazmul. (2022). Bangladesh (Bangladeş), Hüseyin Türkan edt. Güney Asya Ülke Analizleri içinde. İstanbul: Gasam. https://gasam.org.tr/guney-asya-ulke-analizleri-kitap-pdf/

[ii] Islam, M. Nazmul (2024). Bangladesh 2.0: A new path for equality, human dignity and justice. Anadolu Agency, 6 Ağustos 2024. https://www.aa.com.tr/en/analysis/opinion-bangladesh-20-a-new-path-for-equality-human-dignity-and-justice/3297060

[iii]Bangladesh: From a student protest to a movement. https://www.youtube.com/watch?v=s9hAT1xd-xY&t=9s

[iv] EkoTürk TV (11 Ağustos 2024). Bangladeş’te iktidar değişimine giden süreç | Doç. Dr. Nazmul İslam | Feyza Gümüşlüoğlu | Saat Farkı. https://www.youtube.com/watch?v=TkgJ6ZchpYc

[v] Islam, M. Nazmul (2024). Bangladesh 2.0: A new path for equality, human dignity and justice. Anadolu Agency, 6 Ağustos 2024.  https://www.aa.com.tr/en/analysis/opinion-bangladesh-20-a-new-path-for-equality-human-dignity-and-justice/3297060