Özet: ABD dışişleri yetkilileri, 2003 yılında Irak’ın işgal edilmesinden bu yana Iraklı Sünni Arapların, Şiilerin aksine kendilerini temsil edecek liderlere sahip olmadıklarını sıklıkla gözlemlediler. Nitekim Irak’taki neredeyse tüm Şii Araplar, Irak’ın en yüksek Şii dini otoritesi olarak kabul edilen Ayetullah Ali el-Sistani’nin çağrılarına kulak verir ki Sistani, ABD öncülüğündeki işgal kuvvetlerine karşı Şiilerin bir silahlı isyana kalkışmasını önleme hususunda hayati bir rol oynamıştı. Öte yandan Sistani, Irak’taki yeni demokratik siyasi süreci de desteklemişti. Buna karşılık Sünni Araplar iki kampa bölünmüş durumdaydı: Irak’ta Saddam sonrası dönemi yeniden inşa etmeye yardım etmek için Koalisyon ile birlikte çalışanlar ve yeni siyasi sürecin karşısında olanlardan oluşuyordu bu iki kamp. Bu makale, Sünni Araplar arasındaki bu tarz bölünmelerin Irak’ın istikrarı üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğunu öne sürmektedir. Bu makalede, yakın zamanda iktidar partileri tarafından ilan edilen ve Irak’taki Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu (UNAMI) tarafından da benimsenen “Tarihi Uzlaşma” adı verilen siyasal uzlaşma bağlamında bir analiz yapılacaktır. Bu makalede önerilen ise, “Tarihi Uzlaşma” taslağını hazırlayanlar tarafından Sünni gruplar arasındaki ayrımların dikkate alınması gerektiğidir.