Giriş: 1999 yılından bu yana ülkeyi yönetmekte olan Cezayir’in yaşlı ve hasta Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika,10 Şubat 2019 tarihinde, yeni yapılacak seçimlerde beşinci kez göreve gelmek için aday olacağını duyurdu. Bu kritik karar, Cezayir toplumunda yaygın bir huzursuzluk yaratarak 22 Şubat’ta Hirak hareketi olarak bilinen devasa bir protesto dalgasını tetikledi. Bu hareket hızla ivme kazanırken, Cezayir Genelkurmay Başkanı ve aynı zamanda Savunma Bakanı Yardımcısı olan Kaid Salah, 30 Mart’ta Cumhurbaşkanının ülke üzerindeki hakimiyetini kaybettiğini açıklayarak Cezayir Anayasasının 102. Maddesini gündeme taşıdı. Bu madde, Cumhurbaşkanının yönetme kapasitesini kaybetme koşullarını düzenliyor ve sağlık veya başka nedenlerden ötürü yönetme ehliyetini kaybetmesi halinde görevden alınmasını öngörüyor.

Kaid Salah’ın açıklaması Cezayir siyasetinin asıl güç merkezi olan ordunun Buteflika’dan desteğini çektiğini açıkça ortaya koyuyordu. Bunun sonucunda Buteflika, 2 Nisan’da istifa etti ve yerini ülkeyi seçimlere hazırlamakla yükümlü Senato Başkanı’na bıraktı. Buteflika’nın istifasıyla protestolar ilk hedefine ulaşmış oldu ama protestocular kapsamlı bir sistem değişikliğinin hayata geçirilmesi için bu başarıyı kullanmakta ısrar etti. Birçok protestocu sokaklarda kalarak başta askerler ve onlarla bağlantılı sivil elitlerden oluşan, sahne arkasında gerçek gücü elinde tutan ve halkın ‘le pouvoir’ (iktidar) adını verdiği bir grup insanın yönetimden uzaklaştırılmasını talep etti. Böylece Hirak, Cezayir toplumunun ideolojik ve etnik sınırlarını aşan ve nitelikli bir siyasal ve toplumsal değişim talebinde bulunan tüm grupları bir araya getiren lidersiz bir hareket haline geldi.