Suudi Arabistan’ın “İran Karşıtı Politikası” Ne Kadar Etkili?

Bu makale, Orta Doğu ölçeğinde Suudi Arabistan’ın izlediği İran karşıtı politikayı mercek altına alacaktır. Kral Selman’ın Suudi yönetiminin başına geçmesiyle birlikte
Bu makale, Orta Doğu ölçeğinde Suudi Arabistan’ın izlediği İran karşıtı politikayı mercek altına alacaktır. Kral Selman’ın Suudi yönetiminin başına geçmesiyle birlikte
Yemen toplumunun 20. yüzyılın çalkantılı dönüşümleri sırasında henüz çözüme kavuşturulamamış temel sorunlarından biri, aşiret ve devlet yapılarının kaçınılmaz olarak bir egemenlik çatışmasına yol açan karşılıklı bağımlılık ilişkisiydi. Haşid adlı aşiretler federasyonu
Türkiye, ikili ilişkilerde 7 aydır süren krizin ardından Rusya ile uzlaşmaya varmasının ardından Ağustos 2016’da Suriye’deki IŞİD ve PYD/YPG güçleriyle mücadele etmek için Fırat Kalkanı
Günümüz bölgesel ve uluslararası düzeni, hâlihazırda liberal demokrasilerin yanı sıra devlet kurumlarının yalnızca Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) coğrafyasında değil
Günümüz gazetecileri bir meslek hastalığından muzdarip. Her ne kadar herkes gibi uzağında olsak da, kendimizi çoğu zaman olayların merkezinde görmek gibi kötü bir alışkanlığımız var. Bunun sonucunda da kendimizi şans eseri büyük bir hikâyenin tam ortasında bulduğumuzda, esas meselenin kendisini göremiyoruz.
Arap Baharı’nın patlak vermesiyle yaşanan devrimlerin ardından artan İran nüfuzu, İran İslam Cumhuriyeti’nin Arap toplumları, özellikle de Sünni topluluklar nezdindeki imajını ciddi bir şekilde değiştirmiştir.
Iraklı politikacı ve yorumcular; 2003 sonrası dönemde, ülkede demokratik bir sistemin inşası için yapılacak seçimlerin öncesinde aldıkları boykot kararından hareketle Sünni Arapların kendilerini siyasetten izole ettikleri yönünde bir anlatıyı dile getirmektedir.
Siyasal İslam -hem bir ideoloji hem de bir toplumsal hareket olarak- Arap İsyanlarının başlangıcından bu yana çok büyük değişimlere tanıklık etmiştir. Arap İsyanları, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki temel siyasal dinamikleri köklü bir biçimde değiştirmiş ve devlet yapıları, sivil toplum örgütleri ile siyasal İslamcı hareketler de dâhil olmak üzere bölgedeki tüm sosyo-politik hareketler üzerinde kalıcı etkiler bırakmıştır.
Avrupa Birliği’nin (AB) doğalgaz temin ettiği kaynakları çeşitlendirme yönünde artan çabaları sürerken yakın dönemde yapılan nükleer anlaşmanın sonucunda İran, Avrupa’nın başlıca potansiyel tedarikçilerden biri haline gelmiştir.
Son yıllarda ABD’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’nden (MENA) çekilmesine dair birçok şey yazıldı ve bu durum, bir yandan değişen önceliklerin bir sonucu olarak, diğer yandan da ABD’nin küresel ölçekte sahip olduğu gücünü kaybetmesine bağlı olarak attığı adımlardan biri olarak okundu.